Uzmanlar, asimetrisi olan rengi sararmış dişlerin gülümsemeye engel olmaması gerektiğini belirterek, estetik diş hekimliği ile kırılmış, hasar görmüş ve eksik olan dişlerin tedavisinin farklı alternatiflerle kolaylıkla çözümlenebildiğini söyledi.
Yapılan araştırmalara göre gülmenin öğrenilen değil içgüdüsel bir davranış olduğu vurgulanırken, insanların her yaşta aynı şekil ve yoğunlukta gülmediğine dikkat çekiliyor. Uzmanlar, bebekler günde ortalama 300 kere gülerken, yetişkinlerde bu sayının 10 ya da 15 olduğunu söyledi. Gülümsemenin bir tür mutluluk göstergesi olduğunu ifade eden Diş Hekimi Metin Ayan, “Çapraşık, kırık olan rengi sararmış dişlerin gülümsemeye engel bir sorun olmaması gerekir. Sorun olarak addedilen bu problemlerin hepsinin çözümü vardır. Güzel gülüş yüzdeki en önemli gençlik göstergesidir. İnsanların gülerken elleri ile ağzını kapama isteğinin var olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Kişilerin dişleri konusundaki en büyük zaafları beyazlık ve diş dizimidir” dedi.
Ayan, “Estetik diş hekimliği yaklaşımı ile kırılmış, hasar görmüş ve eksik olan dişlerin tedavisi günümüzde farklı alternatiflerle kolaylıkla çözümlenebilmektedir. Estetik diş tedavilerinde ana prensip öncelikle hastanın ağız ve diş sağlığı için gerekli tedavileri uygulamaktır. Ardından ideal estetik görünümü yakalamak için tedaviye devam etmektir” diye konuştu.
Genel olarak herkeste gülümseyince dişlerin yeterince beyaz görünmemesinin endişe verdiğini söyleyen Ayan, kulaktan dolma bilgilerle dişleri beyazlatma çabasına girildiğini ve bu çabanın çoğu zaman geri dönüşü olmayan hasarlar dahi verdiğinin altını çizdi. Ayan, “Diş minesi, çok özel ve zarar gördüğünde tamiri mümkün olmayan bir dokudur. Mümkünse beyazlatma konusunda diş hekimi kliniği dışında hiçbir market ürününü dişlerinize uygulamayın. Dişleri beyazlatmak için farklı yöntemler vardır. Birincisi diş doktoru yardımıyla profesyonel beyazlatma (office bleaching), diğeri ise evde doktorunuzun önerisi doğrultusunda uygulanan ev beyazlatma (home bleaching) sistemidir. Diş beyazlatma işleminde dişin renginin ne kadar açılacağını dişin yapısı belirlemektedir. Herkeste aynı oranda beyazlatma mümkün olamamaktadır. Diş beyazlatma sonrasında bir sonraki işleme kadar geçen süre kişiye göre değişiklik gösterir” şeklinde konuştu.
(Abdullah Çibir / İHA)