Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, "15 Temmuz siyasi tarihimizin en uzun gecesidir. Tabiri caizse tankın azameti halkın asaleti ve cesareti karşısında yerle yeksan oldu" dedi.
Öz Orman-İş Sendikasının düzenlediği Uluslararası Demokrasi Kongresinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimi ve medyanın gücü ile ilgili değerlendirmede bulundu.
"MEDYA, ÇOK GÜÇLÜ BİR ENSTRÜMANDIR"
15 Temmuz’da medyanın susturulmak istenilmesi ile ilgili Çelik şunları söyledi:
"15 Temmuz siyasi tarihimizin en uzun gecesidir. O gece, belki de dünya siyasi tarihinde ilk kez millet iradesine bağlı güvenlik güçleri, yelpazenin farklı yerlerindeki siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, yargı kuruluşları, medya ve hasılı toplumun tüm dinamikleriyle el birliği yaparak, karanlık bir geceyi aydınlık şafağa ulaştırmayı başardık. Tabiri caizse tankın azameti halkın asaleti ve cesareti karşısında yerle yeksan oldu. Modern yönetim anlayışlarında şeffaflık çok önemlidir. Bu şeffaflığı sağlayan medya, demokratik toplumlarda 4’üncü kuvvet olarak tanımlanır. Toplumun haber alma özgürlüğünü güvenceye kavuşturan kuvvet, medyadır. Medyanın etkinliği bununla da sınırlı değil. Halkın yönetime katılmasında ve yönetim organları oluşurken tercihlerini belirlemesinde medya önemli bir görevi ifa eder. Onun için medya, çok güçlü bir enstrümandır. İşte 15 Temmuz akşamı, medya organlarının darbeciler tarafından susturulmak istenmesinin temelinde de bu husus yatmaktadır. Darbeciler 15 Temmuz gecesi TRT başta olmak üzere medya organlarını işgal ederek, 1960 ve 80’de olduğu gibi toplumu kör, sağır ve dilsiz bırakmak istediler. Ancak hiçbir şey eskisi gibi değildi, darbeciler bunu hesaplayamadılar. Çünkü her evde, her cepte bir haberleşme aracı var. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımız, cep telefonu sayesinde kitlelere hitap etti ve halkı meydanlara çağırdı. Böylece Bylock’ta örgütlenen darbe girişimi feystaymla darbe yedi. Ve medyanın gücü bir kez daha ortaya çıkmış oldu. O gece Cumhur ile Cumhurbaşkanımız arasında adeta ‘demokrasi hattı’ kuran tüm medya mensuplarına milletimiz adına teşekkür ediyorum."
"DEMOKRASİ, HELVADAN YAPILAN BİR PUTMUŞ. ACIKINCA YİYORLAR"
Darbeler kadar batının tutumunun da üzücü olduğuna değinen Çelik şöyle devam etti:
"Bizim darbeler konusunda oldukça zengin bir siyasi geçmişimiz var. Türkiye’de yaşanan her 3 darbede de anti demokratik müdahaleyi meşrulaştırmak için demokrasi vurgusu yapılması enteresandır. Demokrasiyi, anti demokratik yollarla kurtarmak, sadece cuntacılara has bir yöntem olsa gerek. Her darbe kendinden öncekinden etkilenmiş, kendinden sonrakileri de etkilemiştir. Statüko durmadı, millet iradesini durdurmak için her yolu denediler. 7 Şubat MİT Kriziyle, Gezi Olaylarıyla ve 17-25 Aralıkta da yargı görünümlü FETÖ darbesiyle karşılaştık. Bütün bunlardan umduğunu bulamayan FETÖ terör örgütü, 15 Temmuz akşamı da asker kıyafetli, silahlı militanlarını sahaya sürdü. Esasında 7 Şubat ve 17-25 Aralık, asıl darbe olan 15 Temmuzun öncü sarsıntılarıydı. 15 Temmuz darbe girişimi aynı zamanda Sevr’i tamamlama, Türkiye’yi parçalama girişimiydi. Biz terör örgütlerini ve ihanetleri biliriz. Ama ilk kez sistemin argümanlarını kullanarak sistemi felç etmeye çalışan bir ihanet şebekesiyle karşı karşıya kaldık. FETÖ, indirilmiş din yerine uydurulmuş din anlayışıyla gençlerin beynini yıkayarak, milleti korumak için verilen silahı millete doğrultan bir nesil yetiştirdi. Darbeler kadar üzücü olan, demokrasinin beşiği olarak gördüğümüz batının, bu süreçlerde oynadığı rol. 1980 darbesiyle sembolleşen ’bizim çocuklar yaptı’ söylemi, 15 Temmuz gecesi takındıkları tavırlar dolayısıyla iyiden iyiye batının demokrasi anlayışını sorgulamamıza sebep oldu. Çıkarları söz konusu olduğunda batı için ’demokrasi, helvadan yapılan bir putmuş. Acıkınca yiyorlar’ demekten geri duramıyor insan."
"ÖZGÜR MEDYA DEMOKRASİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR"
Herkesin, geçmişten ve yaşanan acılardan gerekli dersi çıkardığını vurgulayan Çelik, "İşte bu acı tecrübe 15 Temmuz akşamı öfke patlamasına dönüştü. O gece milli olan herkes vazife başındaydı. Sayın Cumhurbaşkanımız müthiş bir liderlik gösterdi. Medya mensupları televizyon ekranlarından, siyasiler TBMM’de, din adamları minarelerden sela okuyarak, vatanına ve milletine bağlı güvenlik güçlerimiz kışlalarında ve karakollarında, milletimiz de meydanlarda, tarihte emsaline az rastlanır bir demokrasi destanına imza attı. Demokrasi özgür medyanın güvencesi, özgür medya da demokrasinin vazgeçilmezidir. Postallı adaletten, dipçikli hukuktan, süngülü demokrasiden ve milli iradeyi yok sayan medyadan hiç kimseye fayda gelmez. 15 Temmuz gecesi yaşananlar, inancımız, dünya görüşümüz farklı olsa da büyük bir ailenin parçası olduğumuzu bize hatırlattı. Biz birbirimize düşmezsek, bizi kimse yere düşüremez. Şehitlerimize bir kez daha rahmet, gazilerimize uzun ömürler, milletimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.
(İHA)