Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Biz, bu darbeye, bu eşkıyalara destek verenlerden hesap soracak bu darbeye katılanların yaptıklarını burunlarından fitil fitil getireceğiz” dedi.
Ilgaz Dağı Milli Parkında bir otelde düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler Kastamonu 3. Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, hizmet anlayışının bu toplantıda yeniden gözden geçirileceğini belirterek, Türkiye’yi, içinde bulunduğu şartlardan daha ileriye götürmek için yerel yönetimlerin bundan sonraki dönemde hassasiyetle üzerinde durması gereken konuların tartışılacağını ve aynı zamanda dostluk ve kardeşliklerin de pekişeceğini kaydetti.
Amentü Şerhi’nin müellifi, dedesi Numan Kurtulmuş’un, Kastamonulu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Kastamonu, Anadolu kültürünün en iyi şekilde yaşatıldığı, güzel şehirlerinden biridir" dedi.
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine dikkat çeken Kurtulmuş, 15 Temmuz’dan itibaren başka bir Türkiye’nin varlık gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Devlet çatık kaşlıdır. Köy yerlerinde devlet dediğiniz dipçiğinden korkulan jandarma, öyle olunca devlet ve millet uzun yıllar Osmanlının son dönemleri dahil olmak üzere birbirinden ayrıştı. İşte yeni Türkiye’nin en temel devlet politikası devlet ve milleti birleştirmektir. Bana sorarsanız AK Parti’nin 14 yılda gerçekleştirdiği en önemli başarı yolları köprüleri birinci sıraya devletin bütünleşmesi gelir. Türkiye’de milletin köklerine dönmesi medeniyetiyle buluşması ve yeniden bunun üzerinde kendisine bir gelecek inşa etmeye başlamasıdır. Milletin inançlarıyla, değerleriyle şarkılarıyla, türküleriyle kıyafetleriyle uzun yıllar boyunca uğraşılmıştır. Bir zamanlar özendirilerek baskıyla zorlayarak bu konuları değişim elde edilmeye milleti köklerinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Bu memlekette başörtü meselesi imam hatip liselerinin kapatılması sadece dini hayata ve düşünceye olan bir karşılığın göstergesinden ibaret değildir. Milleti köklerinden tarihinden kültüründen kopartılması için milletin bu tür alanlara da gönüllü olması için inançlarımızı geleneklerimizi uygulaması olarak başörtüsünü kamusal alanın dışına çıkarılması milletin inançlarıyla bütünleşmesini sembolize eden İmam Hatip Liselerinin bir kenara bırakılması aslında siyasi bir projenin bir parçasıdır. Bu siyasi projede Türkiye’nin kökleriyle değerleriyle medeniyetiyle uzaklaştırılması arasının koparılması ciddi bir şekilde Türkiye’yi mevzuhu bir hale getirilmesi ciddi bir siyasi projedir" dedi.
"BİZ EMPERYALİST BİR DEVLETTEN GELEN MİLLET DEĞİLİZ"
Türkiye’nin sadece 780 bin metrekarelik bugünkü resmi sınırlarından ibaret bir ülke olmadığına değinen Kurtulmuş, "Osmanlı’nın çözülmeden önceki 3 milyon kilometrekaredir. 3 kıtada 7 denizde söz sahibi olmuş olan ve halen dünyanın birçok bölgesine ayak izleri bulunan bir medeniyetin sahibiyiz. Yeni Türkiye etrafındaki bütün gönül coğrafyasındaki dünyanın dört bir tarafındaki ne kadar soydaşımız, dindaşımız, mazlum milletler varsa hepsi ile ilgili olan bir Türkiye’dir. Bunu derken bazıları endişe ediyor. Aman aman sizin milletin topraklarında gözümüz mü var diyor. Hayır, bizim milletin toprakların da gözümüz yok. Biz mevzuhu bir milletimiz derken Selçukluyu’da, Osmanlıya’da söyleyerek bunu ifade ediyoruz. Biz onları ayırt etmiyoruz. 5 Hint seferimiz var. Bu 5 Hint seferinden Osmanlının en zor dönemlerinde bile oraya giden dedelerimiz atalarımız 1 kilo altını çalıp Türkiye topraklarına getirmemiştir. Biz emperyalist bir devletten gelen millet değiliz. Biz dün Hindistan’a giderken Cezayir’e giderken masum insanların canına onları oradaki zulümlerden kurtarmak için gitmişiz ve onlara orada sanat öğretmişiz. Bir asır evvel sınıflara bölünerek bir binden ayrılan bu coğrafyada bugün yine büyük bir oyunla karşı karşıyayız" diye konuştu.
"BÜYÜK RESMİ GÖRMEZSEK MUSUL’DA NE OLDUĞUNU GÖREMEYİZ"
Musul’da, Cerablus’ta, Halep’te, Rakka’da yaşanan olayların tesadüf olmadığına işaret eden Kurtulmuş, "Türkiye’nin şehirlerinde çukurlar kazılarak içine bombaların yerleştirilmesi tesadüfen olan şeyler değildir. Ayrıca bir takım canlı bombalarla kına gecesinde bile insanlarımızın katledilmesi tesadüfen olan şeyler değildir. 15 Temmuz’da FETÖ ile ilgili eşkıya çetesinin ortaya koyduğu darbe teşebbüsü bir çetenin aldığı karardan ibaret değildir. Rakka’da Musul’da operasyon PKK, PYD, Haşbi Şabi gibi bütün bu terör örgütleri her bir oyunun bir parçasıdır. Büyük resmi görmezsek Musul’da ne olduğunu göremeyiz. Büyük resmi görmezsek Diyarbakır’da tutuklanan belediye başkanın niye tutuklandığını göremeyiz. Büyük resmi görmezsek FETÖ denilen bu eşkıya çetesini niye Türkiye iade edilmediğini anlamak zorunda kalmayız. Büyük resim bu coğrafyanın bütün sınırlarının bir kez daha bölünmesidir. Dün sınırlarını böldükleri insanların bugün gönüllerini ve zihinlerini bölmektedirler. Şii, Sunni diyerek Türk, Kürt, Türkmen diyerek Arap diyerek bu bölge insanlarını tek tek birbirinden ayırmaktır. Bir asır evvel kimle karşılaştıysak bugün aynı şekilde onlarla karşı karşıyayız. Dün başka şekilde geldiler bugün de başka şekildeler. Hoca kılıklı geliyor eşkıya kılıklı geliyor senlerce adam gibi görünüyor. Senelerce bir terör örgütü görünüyor hepsinin hedefi aynı güçlü Türkiye’yi kesmek, güçlü Türkiye’nin yolunu kapatmak Türkiye’nin coğrafyasının kalbi olan gözbebeği olan bir ülke olmasının önüne geçmektir. Bu oyunu bozacak olan tek ülke Türkiye’dir" şeklinde konuştu.
"BU DARBEYE KATILANLARIN YAPTIKLARINI BURUNLARINDAN FİTİL FİTİL GETİRECEĞİZ"
Türkiye’ye darbe yapmak isteyenlerin yeni Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde yürümesini istemeyenler olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Ah o darbe olsaydı şimdi Türkiye’de darbeden sonra niye bu FETÖ’nün eşkıyalarını gözaltına aldınız diyenler inanın sahneye çıkacak Türkiye’deki o aşağılık darbeyi alkışlayacaklardı. Onun için bunların FETÖ’ye karşı niye bunları yapıyorsunuz niye şunları yapıyorsunuz söylemlerinin bizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Biz, bu darbeye, bu eşkıyalara destek verenlerden hesap soracak bu darbeye katılanların yaptıklarını burunlarından fitil fitil getirecek” ifadelerini kullandı.
" Türkiye’de niye OHAL ilan ediyorsunuz?" şeklinde söylemlerin olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Fransa’da OHAL ilan edilirken niye hiç kimseden bir cümle söz duyulmadı? Niye kimse itiraz etmedi? Evet, Fransa’da olan aşağılık bir terör eylemidir tabii ki Fransa devletini ve milletini korumak için olağan üstü hal ilan etmekte serbesttir. Kendi hukukuna ve Avrupa hukukuna dayanarak OHAL ilan etti. Kimseden bir kelime çıkmadı ama kusura bakmayın Fransa’da parlamentoyu ya da Eyfel Kulesini bombalayan uçaklar yoktu, darbe teşebbüsü yoktu. 15 Temmuz’da biz nerdeyse darbenin uçurumundan döndük. Bu darbenin içine girmiş insanları ayıklamak için bir OHAL ilan edince birileri ayağa kalktı. Kusura bakmayın hiç kimsenin bu sözlerini ciddiye alacak değiliz. Biz OHAL’i ülkemizi darbecilerden korumak milletimizin demokrasisine sahip çıkmak ve milletimizin geleceğini garanti altına almak için uyguladık. Gerek kalmadığı zaman bu kararın bağımsız egemen Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti olarak alır ve uygulamaya koyarız."
"KUDÜS’TE ALLAHU EKBER SESLERİNİ DİNDİRTME MESELESİ KUDÜS’ÜN GEÇMİŞİNE HAKARETTİR"
Kendi inançlarını savunmaktan aciz olanların Müslümanların camilerinden ‘Allahu Ekber’ seslerinin yayılmasına mani olmaya çalıştıklarını söyleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Hiç uğraşmasınlar Kudüs’te Allahu Ekber seslerini dindirtme meselesi Kudüs’ün geçmişine hakarettir ve asla uygulama alanı bulmayacaktır ve asla buna müsaade etmeyeceğiz”
Yeni Türkiye’nin aynı zamanda bağımsız bir Türkiye olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Yeni Türkiye tarihiyle kültürüyle barışın sembolü gözüküyor. Orada emperyalizm yok, sömürü yok bizim tarihimize kültürümüze baktığımızda başka milletlere karşın emperyalizm hareketi yoktur. Ayrıca emperyalist ülkelerin boyunduruğu altına da girmedik. Onların gölgesinde dahi bulunmadık. Biz gavura gavur deyip karşısına dikiliriz. Çanakkale’de topu tüfeği değil kazması olmayan bir millettik. Bu topraklarda siyasi ve iktisadi bağımsızlığımız için mücadele ettik. Biz Allah’ı bir bilir ve sadece Allah’ın önünde eğiliriz kimsenin karşısında diz çökmeyiz. Türkiye’de bizim siyasi hareketimizin en önemli özelliklerinden biriside ekonomik bağımsızlığı tam anlamıyla kurabilme mücadelesidir. Rahmetli Menderes’in, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Özal’ın vermiş olduğu ülkeyi ekonomik olarak bağımsızlaştırma mücadelesi de Yeni Türkiye mücadelesinin içersinde görülmelidir. Türkiye’nin teknoloji tarihi ekonomik gelimle tarihi aynı zamanda Türkiye’nin ihanet tarihi ile eş zamanlıdır"
"Türkiye’de Anadol markası adı altında bir otomobil vardı, kaza yaptığı zaman keçilerin tamponunu yediği araba olarak da ün yapmıştı" diyen Kurtulmuş, "Türkiye, Anadol arabasını yapmadan önce Avrupa’nın önemli bir otomobil firması ile anlaşma noktasına gelmiş. Türkiye’de o arabanın yapılması için düğmeye basılmıştır. Ama karanlık odaklar buna müsaade etmedi eski Türkiye’nin arabası da olmadı yıl 2016 yerli araba yapmaktan bahsediyoruz. Sene 1978 savaş uçağı yapılacak bir İtalyan firması ile anlaşma yapılmış, bu İtalyan firması hakkında olumlu raporlar hazırlanmış ancak anlaşmanın imzalanması sırasında Türk tarafı masada yer almamıştır. Dönemin TUSAŞ müdürü, dönemin başkanı ve genelkurmay başkanına ulaşmaya çalışır lakin ulaşamaz. Karanlık odaklar tarafından verilen talimat ile anlaşma iptal edilir. Türkiye 1978 yılında kendi uçağını yapmış olsaydı dünyanın en önemli savaş uçağı ihracatçıları arasında yer alacaktı" diye konuştu.
"BU DOSYALARIN YENİNDEN AÇILMASI GEREKİYOR"
ASELSAN’ın yetenekli ve tecrübeli mühendislerinin genç yaşta şüpheli bir biçimde hayatlarını kaybettiklerine dikkat çeken Kurtulmuş, "İnşallah gerçek ortaya çıkar. ASELSAN’ın yetenekli ve tecrübeli mühendisleri her biri de genç yaşta da şüpheli bir biçimde hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu dosyaların yeninden açılması gerekiyor. Dosyalar yeniden açılarak gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Savaş ve savunma sanayinde güçlü bir Türkiye, ekonomik bağımsızlığını kazanmış güçlü bir Türkiye, dünyadaki zırh teknolojisinde ikinci ülke konumunda olan Türkiye dünya enerji hatları üzerinde bulunan ama sadece enerji geçiş hattı değil aynı zaman da enerji vanalarının da bulunduğu bir Türkiye birilerinin uykusunu kaçırıyor. İşte bu sebepler yüzünden saldırılarını artırarak devam ettiriyorlar yeni Türkiye’yi bu dört temel üzerine kurmaya devam edeceğiz. Zor bir iş olduğunun farkındayız ama bu bizim için şeref meselesidir. Biz bir ile işte bir eli oynaşta olacak kişiler değiliz. Biz laf olsun diye makamlar dolduran insanlar olamayız, bizim bir davamız var bu davamız yeniden güçlü Türkiye’yi kurma davasıdır" dedi.
AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk de toplantıda teşkilatın performans değerlendirmesini yaptı. Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, yerel yönetimler olarak 24 saat çalıştıklarını, Kastamonu’da halkın rahat yaşamı için çalıştıklarını ifade etti.
Toplantıya, AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Metin Çelik ve Murat Demir ile çevre il ve ilçelerin belediye başkanları katıldı.
AK Parti Yerel Yönetimler Kastamonu 3. Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısına, Kastamonu’nun yanı sıra Ankara, Amasya, Bartın, Çankırı, Çorum, Karabük, Kırıkkale, Kırşehir, Sinop, Samsun, Tokat ve Zonguldak illeri katılıyor.
(İHA)
Ilgaz Dağı Milli Parkında bir otelde düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler Kastamonu 3. Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, hizmet anlayışının bu toplantıda yeniden gözden geçirileceğini belirterek, Türkiye’yi, içinde bulunduğu şartlardan daha ileriye götürmek için yerel yönetimlerin bundan sonraki dönemde hassasiyetle üzerinde durması gereken konuların tartışılacağını ve aynı zamanda dostluk ve kardeşliklerin de pekişeceğini kaydetti.
Amentü Şerhi’nin müellifi, dedesi Numan Kurtulmuş’un, Kastamonulu olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Kastamonu, Anadolu kültürünün en iyi şekilde yaşatıldığı, güzel şehirlerinden biridir" dedi.
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine dikkat çeken Kurtulmuş, 15 Temmuz’dan itibaren başka bir Türkiye’nin varlık gösterdiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Devlet çatık kaşlıdır. Köy yerlerinde devlet dediğiniz dipçiğinden korkulan jandarma, öyle olunca devlet ve millet uzun yıllar Osmanlının son dönemleri dahil olmak üzere birbirinden ayrıştı. İşte yeni Türkiye’nin en temel devlet politikası devlet ve milleti birleştirmektir. Bana sorarsanız AK Parti’nin 14 yılda gerçekleştirdiği en önemli başarı yolları köprüleri birinci sıraya devletin bütünleşmesi gelir. Türkiye’de milletin köklerine dönmesi medeniyetiyle buluşması ve yeniden bunun üzerinde kendisine bir gelecek inşa etmeye başlamasıdır. Milletin inançlarıyla, değerleriyle şarkılarıyla, türküleriyle kıyafetleriyle uzun yıllar boyunca uğraşılmıştır. Bir zamanlar özendirilerek baskıyla zorlayarak bu konuları değişim elde edilmeye milleti köklerinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Bu memlekette başörtü meselesi imam hatip liselerinin kapatılması sadece dini hayata ve düşünceye olan bir karşılığın göstergesinden ibaret değildir. Milleti köklerinden tarihinden kültüründen kopartılması için milletin bu tür alanlara da gönüllü olması için inançlarımızı geleneklerimizi uygulaması olarak başörtüsünü kamusal alanın dışına çıkarılması milletin inançlarıyla bütünleşmesini sembolize eden İmam Hatip Liselerinin bir kenara bırakılması aslında siyasi bir projenin bir parçasıdır. Bu siyasi projede Türkiye’nin kökleriyle değerleriyle medeniyetiyle uzaklaştırılması arasının koparılması ciddi bir şekilde Türkiye’yi mevzuhu bir hale getirilmesi ciddi bir siyasi projedir" dedi.
"BİZ EMPERYALİST BİR DEVLETTEN GELEN MİLLET DEĞİLİZ"
Türkiye’nin sadece 780 bin metrekarelik bugünkü resmi sınırlarından ibaret bir ülke olmadığına değinen Kurtulmuş, "Osmanlı’nın çözülmeden önceki 3 milyon kilometrekaredir. 3 kıtada 7 denizde söz sahibi olmuş olan ve halen dünyanın birçok bölgesine ayak izleri bulunan bir medeniyetin sahibiyiz. Yeni Türkiye etrafındaki bütün gönül coğrafyasındaki dünyanın dört bir tarafındaki ne kadar soydaşımız, dindaşımız, mazlum milletler varsa hepsi ile ilgili olan bir Türkiye’dir. Bunu derken bazıları endişe ediyor. Aman aman sizin milletin topraklarında gözümüz mü var diyor. Hayır, bizim milletin toprakların da gözümüz yok. Biz mevzuhu bir milletimiz derken Selçukluyu’da, Osmanlıya’da söyleyerek bunu ifade ediyoruz. Biz onları ayırt etmiyoruz. 5 Hint seferimiz var. Bu 5 Hint seferinden Osmanlının en zor dönemlerinde bile oraya giden dedelerimiz atalarımız 1 kilo altını çalıp Türkiye topraklarına getirmemiştir. Biz emperyalist bir devletten gelen millet değiliz. Biz dün Hindistan’a giderken Cezayir’e giderken masum insanların canına onları oradaki zulümlerden kurtarmak için gitmişiz ve onlara orada sanat öğretmişiz. Bir asır evvel sınıflara bölünerek bir binden ayrılan bu coğrafyada bugün yine büyük bir oyunla karşı karşıyayız" diye konuştu.
"BÜYÜK RESMİ GÖRMEZSEK MUSUL’DA NE OLDUĞUNU GÖREMEYİZ"
Musul’da, Cerablus’ta, Halep’te, Rakka’da yaşanan olayların tesadüf olmadığına işaret eden Kurtulmuş, "Türkiye’nin şehirlerinde çukurlar kazılarak içine bombaların yerleştirilmesi tesadüfen olan şeyler değildir. Ayrıca bir takım canlı bombalarla kına gecesinde bile insanlarımızın katledilmesi tesadüfen olan şeyler değildir. 15 Temmuz’da FETÖ ile ilgili eşkıya çetesinin ortaya koyduğu darbe teşebbüsü bir çetenin aldığı karardan ibaret değildir. Rakka’da Musul’da operasyon PKK, PYD, Haşbi Şabi gibi bütün bu terör örgütleri her bir oyunun bir parçasıdır. Büyük resmi görmezsek Musul’da ne olduğunu göremeyiz. Büyük resmi görmezsek Diyarbakır’da tutuklanan belediye başkanın niye tutuklandığını göremeyiz. Büyük resmi görmezsek FETÖ denilen bu eşkıya çetesini niye Türkiye iade edilmediğini anlamak zorunda kalmayız. Büyük resim bu coğrafyanın bütün sınırlarının bir kez daha bölünmesidir. Dün sınırlarını böldükleri insanların bugün gönüllerini ve zihinlerini bölmektedirler. Şii, Sunni diyerek Türk, Kürt, Türkmen diyerek Arap diyerek bu bölge insanlarını tek tek birbirinden ayırmaktır. Bir asır evvel kimle karşılaştıysak bugün aynı şekilde onlarla karşı karşıyayız. Dün başka şekilde geldiler bugün de başka şekildeler. Hoca kılıklı geliyor eşkıya kılıklı geliyor senlerce adam gibi görünüyor. Senelerce bir terör örgütü görünüyor hepsinin hedefi aynı güçlü Türkiye’yi kesmek, güçlü Türkiye’nin yolunu kapatmak Türkiye’nin coğrafyasının kalbi olan gözbebeği olan bir ülke olmasının önüne geçmektir. Bu oyunu bozacak olan tek ülke Türkiye’dir" şeklinde konuştu.
"BU DARBEYE KATILANLARIN YAPTIKLARINI BURUNLARINDAN FİTİL FİTİL GETİRECEĞİZ"
Türkiye’ye darbe yapmak isteyenlerin yeni Türkiye’nin istikrarlı bir şekilde yürümesini istemeyenler olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Ah o darbe olsaydı şimdi Türkiye’de darbeden sonra niye bu FETÖ’nün eşkıyalarını gözaltına aldınız diyenler inanın sahneye çıkacak Türkiye’deki o aşağılık darbeyi alkışlayacaklardı. Onun için bunların FETÖ’ye karşı niye bunları yapıyorsunuz niye şunları yapıyorsunuz söylemlerinin bizde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Biz, bu darbeye, bu eşkıyalara destek verenlerden hesap soracak bu darbeye katılanların yaptıklarını burunlarından fitil fitil getirecek” ifadelerini kullandı.
" Türkiye’de niye OHAL ilan ediyorsunuz?" şeklinde söylemlerin olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Fransa’da OHAL ilan edilirken niye hiç kimseden bir cümle söz duyulmadı? Niye kimse itiraz etmedi? Evet, Fransa’da olan aşağılık bir terör eylemidir tabii ki Fransa devletini ve milletini korumak için olağan üstü hal ilan etmekte serbesttir. Kendi hukukuna ve Avrupa hukukuna dayanarak OHAL ilan etti. Kimseden bir kelime çıkmadı ama kusura bakmayın Fransa’da parlamentoyu ya da Eyfel Kulesini bombalayan uçaklar yoktu, darbe teşebbüsü yoktu. 15 Temmuz’da biz nerdeyse darbenin uçurumundan döndük. Bu darbenin içine girmiş insanları ayıklamak için bir OHAL ilan edince birileri ayağa kalktı. Kusura bakmayın hiç kimsenin bu sözlerini ciddiye alacak değiliz. Biz OHAL’i ülkemizi darbecilerden korumak milletimizin demokrasisine sahip çıkmak ve milletimizin geleceğini garanti altına almak için uyguladık. Gerek kalmadığı zaman bu kararın bağımsız egemen Türkiye Cumhuriyetinin hükümeti olarak alır ve uygulamaya koyarız."
"KUDÜS’TE ALLAHU EKBER SESLERİNİ DİNDİRTME MESELESİ KUDÜS’ÜN GEÇMİŞİNE HAKARETTİR"
Kendi inançlarını savunmaktan aciz olanların Müslümanların camilerinden ‘Allahu Ekber’ seslerinin yayılmasına mani olmaya çalıştıklarını söyleyen Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Hiç uğraşmasınlar Kudüs’te Allahu Ekber seslerini dindirtme meselesi Kudüs’ün geçmişine hakarettir ve asla uygulama alanı bulmayacaktır ve asla buna müsaade etmeyeceğiz”
Yeni Türkiye’nin aynı zamanda bağımsız bir Türkiye olduğunu vurgulayan Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Yeni Türkiye tarihiyle kültürüyle barışın sembolü gözüküyor. Orada emperyalizm yok, sömürü yok bizim tarihimize kültürümüze baktığımızda başka milletlere karşın emperyalizm hareketi yoktur. Ayrıca emperyalist ülkelerin boyunduruğu altına da girmedik. Onların gölgesinde dahi bulunmadık. Biz gavura gavur deyip karşısına dikiliriz. Çanakkale’de topu tüfeği değil kazması olmayan bir millettik. Bu topraklarda siyasi ve iktisadi bağımsızlığımız için mücadele ettik. Biz Allah’ı bir bilir ve sadece Allah’ın önünde eğiliriz kimsenin karşısında diz çökmeyiz. Türkiye’de bizim siyasi hareketimizin en önemli özelliklerinden biriside ekonomik bağımsızlığı tam anlamıyla kurabilme mücadelesidir. Rahmetli Menderes’in, rahmetli Erbakan’ın, rahmetli Özal’ın vermiş olduğu ülkeyi ekonomik olarak bağımsızlaştırma mücadelesi de Yeni Türkiye mücadelesinin içersinde görülmelidir. Türkiye’nin teknoloji tarihi ekonomik gelimle tarihi aynı zamanda Türkiye’nin ihanet tarihi ile eş zamanlıdır"
"Türkiye’de Anadol markası adı altında bir otomobil vardı, kaza yaptığı zaman keçilerin tamponunu yediği araba olarak da ün yapmıştı" diyen Kurtulmuş, "Türkiye, Anadol arabasını yapmadan önce Avrupa’nın önemli bir otomobil firması ile anlaşma noktasına gelmiş. Türkiye’de o arabanın yapılması için düğmeye basılmıştır. Ama karanlık odaklar buna müsaade etmedi eski Türkiye’nin arabası da olmadı yıl 2016 yerli araba yapmaktan bahsediyoruz. Sene 1978 savaş uçağı yapılacak bir İtalyan firması ile anlaşma yapılmış, bu İtalyan firması hakkında olumlu raporlar hazırlanmış ancak anlaşmanın imzalanması sırasında Türk tarafı masada yer almamıştır. Dönemin TUSAŞ müdürü, dönemin başkanı ve genelkurmay başkanına ulaşmaya çalışır lakin ulaşamaz. Karanlık odaklar tarafından verilen talimat ile anlaşma iptal edilir. Türkiye 1978 yılında kendi uçağını yapmış olsaydı dünyanın en önemli savaş uçağı ihracatçıları arasında yer alacaktı" diye konuştu.
"BU DOSYALARIN YENİNDEN AÇILMASI GEREKİYOR"
ASELSAN’ın yetenekli ve tecrübeli mühendislerinin genç yaşta şüpheli bir biçimde hayatlarını kaybettiklerine dikkat çeken Kurtulmuş, "İnşallah gerçek ortaya çıkar. ASELSAN’ın yetenekli ve tecrübeli mühendisleri her biri de genç yaşta da şüpheli bir biçimde hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu dosyaların yeninden açılması gerekiyor. Dosyalar yeniden açılarak gerçekler ortaya çıkarılmalıdır. Savaş ve savunma sanayinde güçlü bir Türkiye, ekonomik bağımsızlığını kazanmış güçlü bir Türkiye, dünyadaki zırh teknolojisinde ikinci ülke konumunda olan Türkiye dünya enerji hatları üzerinde bulunan ama sadece enerji geçiş hattı değil aynı zaman da enerji vanalarının da bulunduğu bir Türkiye birilerinin uykusunu kaçırıyor. İşte bu sebepler yüzünden saldırılarını artırarak devam ettiriyorlar yeni Türkiye’yi bu dört temel üzerine kurmaya devam edeceğiz. Zor bir iş olduğunun farkındayız ama bu bizim için şeref meselesidir. Biz bir ile işte bir eli oynaşta olacak kişiler değiliz. Biz laf olsun diye makamlar dolduran insanlar olamayız, bizim bir davamız var bu davamız yeniden güçlü Türkiye’yi kurma davasıdır" dedi.
AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk de toplantıda teşkilatın performans değerlendirmesini yaptı. Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş ise, yerel yönetimler olarak 24 saat çalıştıklarını, Kastamonu’da halkın rahat yaşamı için çalıştıklarını ifade etti.
Toplantıya, AK Parti Kastamonu Milletvekilleri Metin Çelik ve Murat Demir ile çevre il ve ilçelerin belediye başkanları katıldı.
AK Parti Yerel Yönetimler Kastamonu 3. Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısına, Kastamonu’nun yanı sıra Ankara, Amasya, Bartın, Çankırı, Çorum, Karabük, Kırıkkale, Kırşehir, Sinop, Samsun, Tokat ve Zonguldak illeri katılıyor.
(İHA)