Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Önce şuna karar vermemiz lazım. Biz iki dost olarak mı yolumuza devam edeceğiz, birbirimizden kopmayı mı tercih ediyoruz. Almanya da bu konuda kararını vermeli. Nasıl istiyorsa biz de ona göre adım atarız" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Almanya’nın başkenti Berlin’de açılışı yapılan Uluslararası Turizm Borsası (ITB) Fuarı’nın açılışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Çavuşoğlu, dün akşam Hamburg’da Türk vatandaşlarıyla bir araya geldiğini kaydederek, “Türkiye Cumhuriyeti olarak dış politikamızın en önemli unsurlarından bir tanesi yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız, soydaşlarımız, akraba topluluklarımız ve onlarla olan ilişkilerimiz. Bu her ülke için geçerlidir. Dün de bu kapsamda bir buluşma gerçekleştirdik. İsterdik ki bu buluşma daha geniş bir salonda ve istediğimiz yerlerde gerçekleşsin. Fakat maalesef sistematik bir şekilde üç tane düğün salonu ve bir otel, yani 4 tane toplantı yapacağımız yer iptal edildi. Bunun sebebi de Alman yetkililerden bu otel ve yer sahiplerine olan baskı, hatta tehdit” ifadelerini kullandı.
“BU DEMOKRASİYE DE SIĞMAZ”
Bu durumun ilişkilere yakışmadığının altını çizen Bakan Çavuşoğlu, “Biz bunun böyle olmasını arzu etmezdik. Hatta Hamburg’da benim kalacağım otelin rezervasyonunu baskı ile iptal ettirdiler. Bu demokrasiye de sığmaz, insan haklarına, temel özgürlüklere ve Avrupa standartlarına da sığmaz, çelişir. Bu ilk defa olmadı. Daha önce de yine Almanya’da bakanlarımızın toplantıları değişik gerekçelerle iptal edildi. Bu esasen yeni karşılaştığımız bir durum. Oysa yıllardır gerek Cumhurbaşkanımız Erdoğan, son olarak Başbakanımız Binali Yıldırım, Düsseldorf bölgesinde vatandaşlarımızla buluştuk. Bizde buluştuk. Her seferinde de verdiğimiz mesajlar son derece olumludur. Türk toplumuna yönelik ve geldiğimiz ülkeye yönelik hep olumlu mesajlar vermişizdir. Referandum aşamasında bu yeni uygulamayı çok garipsedik, doğru bulmadık. Ne var ki iki ülke arasında diyaloğun son derece iyi işlemesi gerekiyor” açıklamasını yaptı.
“BU UYGULAMALARDAN DOLAYI DUYDUĞUMUZ RAHATSIZLIĞI İLETTİK”
Yaşanan bu süreçte Alman mevkidaşı Sigmar Gabriel ile üç kez telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini dile getiren Bakan Çavuşoğlu, “Samimi bir ortamda görüşme gerçekleştirdik. Her şeyi açık açık konuştuk. Bu uygulamalardan dolayı duyduğumuz rahatsızlığı ilettik. Onun da ötesinde son yıllarda ve özellikle son 1 yılda Almanya’da yaşayan Türk toplumuna sistematik baskıdan rahatsız olduğumuzu ve Türk toplumun çok etkilendiğini, esasen Almanya’nın entegrasyon politikaları ile ilgili de çeliştiğini söyledik. Bundan da endişe duyduğumuzu vurguladık. Almanya’daki uygulamaların tekrar etmemesi gerektiğini söyledik” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE, ALMANYA’YA KARŞI HİÇ DÜŞMANCA HAREKET, TAVIR İÇİNDE OLMAMIŞTIR”
Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bunları açıkça konuşuyoruz, ki iki ülke açıklamaları etkilenmesin. Bundan sonraki süreçte diyaloğumuzu devam ettireceğiz. İki ülke arasındaki ilişkilerin herkesten daha iyi olması gerekiyor. Bugüne kadar Türkiye, Almanya’ya karşı hiç düşmanca hareket, tavır içinde olmamıştır. Olması için de bir gerekçe yoktur. Almanya ile ilişkilerimizin kötü olmasının hiç kimseye de faydası yoktur. Biz Almanya ile ilişkilerimizi neden kötü tutalım? Türkiye’ye yönelik sistematik bir şekilde karalama kampanyası, Cumhurbaşkanımızın adeta nefret unsuru haline getirilmesi ve topyekun Türkiye’ye yönelik saldırılar. Almanya’da PKK ve diğer terör örgütlerinin serbestçe faaliyet göstermesi gibi rahatsız olduğumuz konuları bu sabah gündeme getirdik.”
“BİZ İKİ DOST OLARAK BİRLİKTE YOLA DEVAM ETME ARZUSUNDAYIZ”
Alman Bakan Gabriel ile en kısa sürede bir araya geleceklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Önce şuna karar vermemiz lazım. Biz iki dost olarak mı yolumuza devam edeceğiz, birbirimizden kopmayı mı tercih ediyoruz. Biz iki dost olarak birlikte yola devam etme arzusundayız. Almanya da bu konuda kararını vermeli. Nasıl istiyorsa biz de ona göre adım atarız, biz de ona göre tavır sergileriz. Bizim tercihimiz iki dost ülke olarak varsa sorun açık açık konuşmak, yine varsa ortaya çıkan fırsatı birlikte nasıl değerlendiririz, bunu konuşmak” dedi.
(İHA)