CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan başlattığı yürüyüşün ardından Maltepe meydanında düzenlediği mitingde konuştu. Burada toplanan kalabalığa hitap eden Kılıçdaroğlu, yol boyunca yürüdüğü kişilere teşekkür etti.
Yürüyüş sırasında protesto edenlere de teşekkür ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye birinci sınıf demokrasini getireceğiz. Herkes düşüncesini ifade edebilecek. Bir teşekkürüm de güvenlik güçlerimize. Ankara’dan İstanbul’a kadar polisinden jandarmasına bütün güvenlik güçleri bizim burada sağlıklı olarak toplanmamız için çaba harcadılar. Hiçkimse unutmasın biz yürürken taşkınlık yapacağımızı düşünüyorlardı. Vurup kıracağımızı düşünüyorlardı. Dünyanın en barışçıl eylemini yaptık” dedi.
“OLMAYAN ADALET İÇİN YÜRÜDÜK"
Yürüyüş sırasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybede Hasan Tatlı’ya Allahtan rahmet dilediğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Neden yürüdük? Bu sorunun cevabını da izin verirseniz vereyim. Olmayan adalet için yürüdük. Mazlumların hakkı için, hapisteki milletvekilleri, tutuklu gazeteciler için yürüdük. Üniversiteden atılan hocalar için yürüdük. KHK ile üniversite hocalarının kapının önüne konulması tam bir demokrasi ayıbıdır. Kamu görevlerinden atılanlar için, çocuk işçiler için, orman köylüleri için, hapisteki askerler, linç edilen askerler için yürüdük. FETÖ’ye karşı olduğumuz için yürüdük. Terör örgütlerine karşı olduğumuz için, yargı siyasetin emrine verildiği için yürüdük. Şiddet mağduru kadınlarımız için yürüdük, Mavi Marmara şehit ve gazileri için yürüdük. FETÖ’nün siyasi ayağı ortaya çıksın, gerçek darbeciler yargılansın diye yürüdük, 249 şehidimiz için yürüdük. Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapılamaz. Ayrım yapılmasın diye yürüdük” diye konuştu.
“9 TEMMUZ BİR YÜRÜYÜŞÜN SONU DEĞİL..."
“Özetle bu ülkede adalet için yürüdük” diyen Kılıçdaroğlu, “9 Temmuz yeniden doğuşun tarihidir. 9 Temmuz bir yürüyüşün sonu değil bir barışın, bir birlikte yaşam iradesinin ortaya konmasının tarihidir. Kuran’ı Kerim’de adaletle hükmediniz, işi ehline veriniz der. Peygamberimizin veda hutbesinin temeli de adalettir. Onun için diyoruz ki önce adalet. Hak, hukuk, adalet. Siyaset ahlak, adalet temelli yapılmak zorundadır. Siyaset ülkeyi birleştirmektir, bölmek değil, kutuplaştırmak değil. Hiç kimsenin etnik kimliğine göre, inancına göre siyaset yapmayacağız. Yapanlar vatan hainidir” dedi.
“DARBEYİ DE ÖNLEYECEĞİZ, ADALETİ DE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"
‘Adalet sokakta aranmaz’ şeklinde eleştirilere maruz kaldığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Adalet teslim alınmışsa adalet arayışımızın tek yeri sokaktır. Adalet, adalet, adalet. Sonuna kadar hak. Hukuk, adalet diyeceğiz. Bize diyorlar ki adalete niye sokakta arıyorsunuz. Ama 15 Temmuz darbe girişimini savuşturan parlamentonun onurlu duruşu ve halkımızın sokağa inmesidir. Darbeyi önlerken sokak iyi, adalet isterken sokak kötü. Darbeyi de önleyeceğiz, adaleti de getireceğiz. Hakimlik kutsal bir görevdir. Hakimin cübbesinde ilik yoktur. Düğme yoktur. Hakim kimsenin önünde eğilmez, ayağa kalkmaz. Ben buradan bütün hakimlere ve savcılara sesleniyorum. Adaletin hakkını korumak benim kadar sizin de görevinizdir. Dik durun, onurlu durun, vicdanınızın sesini dinleyin ve ona göre davranın. Çocuklarınıza, torunlarınıza güzel bir miras bırakın Bu arada AYM’nin değerli başkan ve üyelerine de seslenmek istiyorum. Korkmayın, Korkunun ecele faydası yoktur. Neden korkuyorsunuz? 450 kilometreyi büyük bir keyifle yürüdüm. 450 kilometreyi yürürler mi diye soranlar oldu. Fazla yürümezler, 50-60 kilometrede bırakırlar diyenler oldu. Evet yürüdüm, ülkem için yürüdüm, 80 milyon için yürüdüm. Hiçbir ayrım yapmadım, herkesi kucakladım” ifadelerini kullandı.
“ARTIK HEPİMİZ UMUTLUYUZ"
Bu yürüyüşle toplum olarak korku gömleğini çıkarıp çöpe attıklarını belirten Kılçdaroığlu devamla şöyle konuştu; “Cesur olacağız. Bir milli kurtuluş savaşını vermiş bir milletiz. Yalnız olmadığımızı gördük, tüm dünyaya bunu duyurduk. Umudumuzu yeniden yeşerttik. Artık hepimiz umutluyuz. Biliyorsunuz umut bulaşıcıdır. Ben umutluysam yanımdaki arkadaşım umutludur. Maltepe umutluysa İstanbul, İstanbul umutluysa Hakkari umutludur. Konu adalet olunca bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakıp kenetlendik. Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli destanlarından birini yazdık. Peki ne istiyoruz? OHAL kalksın, Türkiye normalleşsin, adliyeye, kışlaya, camiye siyaset girmesin istiyoruz. Hapiste gazetecileri olmayan bir Türkiye istiyoruz özgür medya istiyoruz. Üniversiteleri susturulmuş değil üniversiteleri konuşan bir Türkiye istiyoruz. Düşünceleri susturulmayan bir Türkiye istiyoruz. FETÖ ile mücadelenin göstermelik değil gerçekten yapılmasını ve bu darbe girişiminin siyasi ayağının kesinlikle ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Tek adım rejimi değil demokratik parlamenter sistem istiyoruz. Toplumsal barışımızı bozan tüm anti demokratik uygulamaların eşit yurttaşlık temelinde sona erdirilmesini istiyoruz. Biz herkes için adalet istiyoruz. Sadece ve sadece adalet istiyoruz. 25 gündür on binlerce ağızdan hep birlikte aktardığımız hak hukuk adalet talebimizin karşılanmasını istiyoruz. Adalet bir haktır. Adalet hakkımızdır. Biz hakkımızı istiyoruz.”
10 MADDELİK MALTEPE ÇAĞRI METNİNİ OKUDU
CHP Lideri Kılıçdaroğlu daha sonra hazırladığı sonra hazırladığı 10 maddelik Maltepe Çağrı metnini okudu. Kılıçdaroğlu, çağrı metninde şöyle dedi:
“15 Temmuz darbe girişimini açık bir şekilde lanetliyoruz. 249 şehidimizin aziz hatırası ve 2301 gazimiz için FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır. İktidar tarafından 20 Temmuz’da getirilen OHAL ile biz buna sivil darbe diyoruz yasama yürütme ve yargı tek elde toplanmıştır. OHAL bir an önce kaldırılmalıdır. Yargıyı siyasetin emrine vermek demokrasiye ihanettir. Kollektif suç gibi insan haklarına aykırı uygulamalardan vazgeçilmelidir. OHAL mağdurlarının yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalara son verilmelidir. FETÖ ile hiçbir ilişkisi ile bulunmayan ama sırf hükümete muhalif olduğu için görevlerinden alınan akademisyenler görevlerine dönmeli ve tutuklu milletvekilleri serbest bırakılmalıdır. Mesleklerini yaptıkları için tutuklu bulunan gazeteciler serbest bırakılmalıdır. OHAL ortamında ve devlerin tüm imkanları seferber edilerek yapılan anayasa değişikliği gayrimeşrudur. Bu bir mühürsüz seçimdir. Türkiye gayrimeşru bir anayasa ile yönetilemez, yönetilmemelidir. Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalıdır. Eğitimde laiklik ilkesinin aşındırılmasına son verilmelidir. Sadece hukuk alanında değil toplumsal alanın tüm alanlarında adaletsizlik devam etmektedir. Yoksulluk, yaygın şiddet, terör gibi sorunlara karşı ortak irade geliştirilmelidir. Toplumsal adaletsizliğin en vahimlerinden olan kadın hakları konusunda ayrımcılığın önüne geçilmelidir. Son zamanlarda uygulanan saldırgan dış politika ülkemiz içindeki sorunları da kökleştirmiştir. Türkiye coğrafyasındaki tüm halklara kardeşçe yaklaşan adilane bir dış politikaya dönüş yapmalıdır.”
Yaklaşık 1 saat süren konuşmasının sonunda herkesi çağrılarına sahiplenmeye çağıran Kılıçdaroğlu daha sonra eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile kalabalığı selamlayarak beyaz güvercin uçurdu.
(Serdal Altıntepe - İsmail Coşkun - Mustafa Bakırhan - Mustafa Esen - Mehmet Başa/İHA)