Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halep’teki katliamdan kaçanlara ilişkin, “Türkiye’ye mi gelecekler? Onları da bağrımıza basmaya hazırız” dedi.
Adana, Bilecek, Burdur, Bursa, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Mersin, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yozgat ve Zonguldak’tan gelen muhtarların katıldığı 32. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halep’te yaşananlara dikkat çekerek, tüm dünyayı Halep yaşananlara karşı duyarlı olmaya davet etti. Türkiye’nin bölgesindeki hadiselerin hiçbirisinin ülke sınırları içinde yaşanan terör olaylarından, darbe girişimlerinden bağımsız olmadığını kaydeden Erdoğan, “Hepsi de aynı senaryonun parçalarıdır. Hatay sınırlarımızın, Şanlıurfa, Mardin sınırlarımızın yanı başında PYD-YPG kullanılarak kurulmaya çalışılan tezgah ortadadır. Halep’te yapılan katliama ses çıkartılmaması ile ülkemizdeki terör eylemlerine duyarsız kalınmasının aynı saiklerden kaynaklandığı gayet açıktır. Şehit polislerimizin tabutları başında gözyaşı döken, hiçbir şeyden habersiz oynayan çocuklarla Halep’te yıkıntılar arasından cansız bedenleri çıkartılan çocuklar aynı alçak oyunun kurbanlarıdır. Ah Halep, ‘ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, o ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.’ Gerçekten de bugün Halep’te savrulan oradaki masumların canı, namusu değildir, Halep’te savrulan aslında insanlığın enkazıdır” diye konuştu.
“HALEP’E İNSANİ YARDIM ULAŞTIRMAK İÇİN BÜTÜN TEDBİRLERİ ALDIK”
Yoğun bir müzakere sürecinin ardından Halep’te bir ateşkes sağlandığını hatırlatan Erdoğan, “Sürekli takip ediyoruz. Bizzat takip ettiğim bu müzakereler neticesinde şimdi sivillerin ve muhaliflerin Doğu Halep’ten çıkartılması için bir tahliye süreci başlıyor umudundaydık ki, tekrar füzeler atılmaya başlandı. Takip ediyoruz. Bugün Sayın Putin ile akşama doğru tekrar bir görüşmem olacak. Dışişleri Bakanımız, MİT Müsteşarımız takip ediyor. Hala takip ediyoruz bir netice alır mıyız diye. Sahadaki durum çok kırılgan ve karmaşık. Varılan uzlaşmanın üzerinden saatler geçmeden rejim güçleri ateşkesi bozup sivillere saldırmaya başladı. O yüzden temkinli hareket ediyoruz. Halep’ten kurtulan kardeşlerimize insani yardım ulaştırmak için bütün tedbirleri aldık. Ey BM, neredesin? Bakın her türlü desteği vermeye hazırız, vereceğiz. Ama bir koridor. Bunun için gayret sarf ediyoruz. İdlib ve civarına gideceklerin yanı sıra Türkiye’ye gelebilecek olanlar için hazırlıklarımız tamam. Türkiye’ye mi gelecekler? Onları da bağrımıza basmaya hazırız. O ufacık yavruların nasıl çığlıklar attığını görüyorsunuz, nasıl ölümle baş başa kaldıklarını görüyorsunuz. Aç, susuz olduklarını görüyorsunuz, ama insanlık buna sessiz. Utanmadan, sıkılmadan hala konuşup duruyorlar. Türkiye’nin girişimi ve yoğun çabaları ile varılan bu ateşkesin hayata geçirilmesi Halep’teki masumlar için belki de son umuttur. Bütün tarafları ve uluslararası toplumu bu ateşkesi riayet etmeye ve destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor derhal ve hiçbir engelleme ve sabotaj olmadan açılmalı ve masum insanların Doğu Halep’ten salimen çıkmasına izin verilmelidir. Eset rejimi Halep’te açıkça savuş suçu, insanlık suçu işlemektedir. Bu gerçeği ona destek verenler dahil herkesin görmesi gerekiyor. 600 binden fazla insanı katleden, kimyasal silah kullanan, her tür insanlık dışı eylemi gerçekleştiren bu rejimin cinayetleri karşısında biz sessiz kalamayız ve kalmayacağız. BM başta olmak üzere uluslararası toplumu harekete geçirmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Dün BM’nin yeni Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmede bu konunun aciliyetini bir kez daha dile getirdim. Bu hafta yapacağım temaslarda aynı hususu dünya liderlerinin dikkatine getirmeye devam edeceğim. Mazlumun umudu olan Türkiye Halep halkını yalnız bırakmadı, bırakmayacak. Ne pahasına olursa olsun tek bir masum canı kurtarmak için bile elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
“BUNDAN SONRASI YENİ KURTULUŞ SAVAŞIMIZI, HATTA YENİ ÇANAKKALE SAVAŞIMIZI VERME VE ZAFERE ULAŞTIRMA DÖNEMİDİR”
Türkiye’yi El Bab’tan uzak tutmak için uğraşanlarla, Türkiye’nin terörle mücadele yöntemlerini hafifletmesini isteyenlerin niyetlerinin ortak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ ile mücadele bahanesiyle Irak’a yığınak yapanların ülkemizin orada yıllardır bu mücadeleyi yürüten askeri birliklerinden rahatsızlık duymaları sahnelenen oyunun perde arkasını ele veriyor. Bölücü terör örgütü mensupları Avrupa’nın sokaklarından parlamentolarına her yerde cirit atarken, ülkelerini desteklemek isteyen vatandaşlarımıza tahammül edemeyenler yüzlerindeki sahte demokrat maskesini düşürüyorlar. Dün Afganistan, Çeçenistan, Kosova, Bosna’da, bugün Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Myammar’da sergilenen vahşete karşı aynı sahte dili ve duruşu gösterenlerin riyakarlıkları deşifre olmuştur. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Hani diyor ya ‘çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk, sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.’ Karşımızdaki çehreli, lisanları, derileri farklı olabilir, bize karşı besledikleri niyetler aynı. Bundan sonrası önümüzdeki bu gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı, hatta yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Türkiye’ye terör örgütleri ve ihanet şebekeleri üzerinden savaş açanlar bu güne kadar attıkları hiçbir adımda istediklerini elde edemediler. Milletimiz imanı, cesareti ve dirayeti ile tüm oyunları birer birer bozdu. Ödediğimiz bedel büyüktür, ama kesinlikle boşa gitmeyecektir. Şuana kadar milletimizi ne köken ne mezhep ne meşrep farklılıkları üzerinden birbirine düşürmeyi başaramadılar, başaramayacaklar. Biz 80 milyon bir ve beraber oldukça Allah’ın izni ve yardımı ile üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Adana, Bilecek, Burdur, Bursa, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Mersin, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yozgat ve Zonguldak’tan gelen muhtarların katıldığı 32. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Halep’te yaşananlara dikkat çekerek, tüm dünyayı Halep yaşananlara karşı duyarlı olmaya davet etti. Türkiye’nin bölgesindeki hadiselerin hiçbirisinin ülke sınırları içinde yaşanan terör olaylarından, darbe girişimlerinden bağımsız olmadığını kaydeden Erdoğan, “Hepsi de aynı senaryonun parçalarıdır. Hatay sınırlarımızın, Şanlıurfa, Mardin sınırlarımızın yanı başında PYD-YPG kullanılarak kurulmaya çalışılan tezgah ortadadır. Halep’te yapılan katliama ses çıkartılmaması ile ülkemizdeki terör eylemlerine duyarsız kalınmasının aynı saiklerden kaynaklandığı gayet açıktır. Şehit polislerimizin tabutları başında gözyaşı döken, hiçbir şeyden habersiz oynayan çocuklarla Halep’te yıkıntılar arasından cansız bedenleri çıkartılan çocuklar aynı alçak oyunun kurbanlarıdır. Ah Halep, ‘ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, o ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer.’ Gerçekten de bugün Halep’te savrulan oradaki masumların canı, namusu değildir, Halep’te savrulan aslında insanlığın enkazıdır” diye konuştu.
“HALEP’E İNSANİ YARDIM ULAŞTIRMAK İÇİN BÜTÜN TEDBİRLERİ ALDIK”
Yoğun bir müzakere sürecinin ardından Halep’te bir ateşkes sağlandığını hatırlatan Erdoğan, “Sürekli takip ediyoruz. Bizzat takip ettiğim bu müzakereler neticesinde şimdi sivillerin ve muhaliflerin Doğu Halep’ten çıkartılması için bir tahliye süreci başlıyor umudundaydık ki, tekrar füzeler atılmaya başlandı. Takip ediyoruz. Bugün Sayın Putin ile akşama doğru tekrar bir görüşmem olacak. Dışişleri Bakanımız, MİT Müsteşarımız takip ediyor. Hala takip ediyoruz bir netice alır mıyız diye. Sahadaki durum çok kırılgan ve karmaşık. Varılan uzlaşmanın üzerinden saatler geçmeden rejim güçleri ateşkesi bozup sivillere saldırmaya başladı. O yüzden temkinli hareket ediyoruz. Halep’ten kurtulan kardeşlerimize insani yardım ulaştırmak için bütün tedbirleri aldık. Ey BM, neredesin? Bakın her türlü desteği vermeye hazırız, vereceğiz. Ama bir koridor. Bunun için gayret sarf ediyoruz. İdlib ve civarına gideceklerin yanı sıra Türkiye’ye gelebilecek olanlar için hazırlıklarımız tamam. Türkiye’ye mi gelecekler? Onları da bağrımıza basmaya hazırız. O ufacık yavruların nasıl çığlıklar attığını görüyorsunuz, nasıl ölümle baş başa kaldıklarını görüyorsunuz. Aç, susuz olduklarını görüyorsunuz, ama insanlık buna sessiz. Utanmadan, sıkılmadan hala konuşup duruyorlar. Türkiye’nin girişimi ve yoğun çabaları ile varılan bu ateşkesin hayata geçirilmesi Halep’teki masumlar için belki de son umuttur. Bütün tarafları ve uluslararası toplumu bu ateşkesi riayet etmeye ve destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor derhal ve hiçbir engelleme ve sabotaj olmadan açılmalı ve masum insanların Doğu Halep’ten salimen çıkmasına izin verilmelidir. Eset rejimi Halep’te açıkça savuş suçu, insanlık suçu işlemektedir. Bu gerçeği ona destek verenler dahil herkesin görmesi gerekiyor. 600 binden fazla insanı katleden, kimyasal silah kullanan, her tür insanlık dışı eylemi gerçekleştiren bu rejimin cinayetleri karşısında biz sessiz kalamayız ve kalmayacağız. BM başta olmak üzere uluslararası toplumu harekete geçirmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Dün BM’nin yeni Genel Sekreteri ile yaptığı görüşmede bu konunun aciliyetini bir kez daha dile getirdim. Bu hafta yapacağım temaslarda aynı hususu dünya liderlerinin dikkatine getirmeye devam edeceğim. Mazlumun umudu olan Türkiye Halep halkını yalnız bırakmadı, bırakmayacak. Ne pahasına olursa olsun tek bir masum canı kurtarmak için bile elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.
“BUNDAN SONRASI YENİ KURTULUŞ SAVAŞIMIZI, HATTA YENİ ÇANAKKALE SAVAŞIMIZI VERME VE ZAFERE ULAŞTIRMA DÖNEMİDİR”
Türkiye’yi El Bab’tan uzak tutmak için uğraşanlarla, Türkiye’nin terörle mücadele yöntemlerini hafifletmesini isteyenlerin niyetlerinin ortak olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEAŞ ile mücadele bahanesiyle Irak’a yığınak yapanların ülkemizin orada yıllardır bu mücadeleyi yürüten askeri birliklerinden rahatsızlık duymaları sahnelenen oyunun perde arkasını ele veriyor. Bölücü terör örgütü mensupları Avrupa’nın sokaklarından parlamentolarına her yerde cirit atarken, ülkelerini desteklemek isteyen vatandaşlarımıza tahammül edemeyenler yüzlerindeki sahte demokrat maskesini düşürüyorlar. Dün Afganistan, Çeçenistan, Kosova, Bosna’da, bugün Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Myammar’da sergilenen vahşete karşı aynı sahte dili ve duruşu gösterenlerin riyakarlıkları deşifre olmuştur. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Hani diyor ya ‘çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk, sade bir hadise var ortada, vahşetler denk.’ Karşımızdaki çehreli, lisanları, derileri farklı olabilir, bize karşı besledikleri niyetler aynı. Bundan sonrası önümüzdeki bu gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı, hatta yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Türkiye’ye terör örgütleri ve ihanet şebekeleri üzerinden savaş açanlar bu güne kadar attıkları hiçbir adımda istediklerini elde edemediler. Milletimiz imanı, cesareti ve dirayeti ile tüm oyunları birer birer bozdu. Ödediğimiz bedel büyüktür, ama kesinlikle boşa gitmeyecektir. Şuana kadar milletimizi ne köken ne mezhep ne meşrep farklılıkları üzerinden birbirine düşürmeyi başaramadılar, başaramayacaklar. Biz 80 milyon bir ve beraber oldukça Allah’ın izni ve yardımı ile üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur” ifadelerini kullandı.
(İHA)