Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sistemin ABD’deki ile karıştırılmaması gerektiğini belirterek, “Bunun adı Türk tipi cumhurbaşkanlığı sistemi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aksaray’da düzenlenen Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisi ve yapımı tamamlanan kamu yatırımlarının açılış töreninde konuştu. Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisi ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Açılışını yaptığımız, toplam maliyeti 700 milyon doları bulan Tuz Gölü Doğal Gaz Yeraltı Depolama Tesisinin ülkemize, milletimize hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Bu proje kapsamında Sultanhanı yakınlarında Tuz Gölü’nün yüzeyinin bin 100 ile bin 400 metre altında doğal gaz depoları oluşturuldu. 12 suni mağarada toplamda 1,2 milyar metreküp doğal gaz depolanacak. Böylece gerektiğinde günlük 44 milyon metreküp doğal gazı şebekeye verebileceğimiz bir rezerve sahip oluyoruz. Türkiye, pek çok ilk gibi depolama tesislerinin teknolojisi ve mühendisliği ile ilk defa tanıştı. Yerin altındaki tuz katmanlarına su basılarak oluşturulan devasa boşluklar gerekli borular, pompalar ve kompresörler ile donatılarak birer doğal gaz deposuna dönüştürüldü. Neler oluyor görüyorsunuz. Her şey sizin için. Bu millet için bunlar. 16 Nisan öyle mi? Maşallah. Allah nazardan saklasın. Buraya yola çıkarken imzayı attık. Aksaray bunlara layık. Siz bizi hiçbir zaman bu yolda yalnız bırakmadınız. Açılışını yaptığımız 1,2 milyar metreküplük doğal gaz tesisini 5 milyar metreküpe çıkaracak yeni bir yatırımı da başlatıyoruz. Yaklaşık 2 milyar dolarlık bir yatırım da devreye girdiğinde Tuz Gölü’nden devreye girecek doğal gaz miktarı 80 milyon metreküpe çıkacak. Elhamdülillah, nereden nereye. Acil durumlarda ülkemizin gaz ihtiyacını karşılamaya yönelik çalışmalarımız da var. İzmir’de Türkiye’nin ilk yüzer LNG depolama ve ayrıca ilave bir tesisi de hizmete aldık. Trakya’daki ve Mersin’deki depolama tesisleri ile birlikte ülkemiz doğal gaz ve LNG depolama sisteminde önemli bir yere geliyor. Doğal gaz depolama tesislerinin ülkemize kazandırılmasında geçmişte emekleri geçen herkesi tebrik ediyorum. Bunlar basit yatırımlar değil. Bizim hizmetimizin ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz” dedi.
“BU HAYIRCILAR VAR YA, BUNLAR SADECE LAF ÜRETİRLER”
Anayasa değişikliği ve referandumla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kardeşlerim, bu hayırcılar var ya, bunlar sadece laf üretirler. Bunlarda hizmet yok ama biz size aşığız. Biz Ferhat’ız Ferhat. Sizler de Şirin. Dağları Ferhat’a deldiren aşkıydı. İşte o aşk olunca dağları delersiniz, Tuz Gölü’nün altına da doğal gazı depolarsınız. Bu aşk olursa olur, yan gelip yatarak bunlar olmaz. Bu aşk olursa Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaparsınız. Bu aşk olursa Osman Gazi Köprüsü’nü yaparsınız. 18 Mart’ta Çanakkale’de 18 Mart Köprüsü’nün temelini atıyoruz. İnşallah yine bu aşk bizi dertli etti. Şimdi de Karadeniz’i Marmara’ya bağlıyoruz. Bu yıl onun da adımını atacağız. Biz bu millete aşığız. Onun için koşacağız. Onun için kim ne derse desin, şu şöyle, bu böyle demiş, bu sistem var ya bu sistem, bu bizim bileklerimizde prangaydı. 16 Nisan’da bileklerimizdeki bu prangaları söküp atmaya var mısınız? Allah sizlerden razı olsun. Hep birlikte yapacağız bunu. Bütün bunlarla birlikte ben bugün Ankara’dan Aksaray’a karadan geldim. Aksaray’a girdim ki Elhamdülillah Aksaray değişmiş. Biz de sizlerle beraberiz hamdolsun. Neler yaptılar neler ama bunların hepsi aşıldı. Dört tane yavrusu imam hatipte okuyan bir babayım. Kapılarda çok çile çektik. Kızlarımı başörtülerinden dolayı kat sayısına tabi tutarak istedikleri üniversiteye sokmadılar. Biz de çocuklarımızı yurt dışına göndermek zorunda kaldık. İmkan vardı yaptık. Dünyanın en güçlü üniversitelerinde okudular ama Türkiye’de maalesef üniversiteye sokmadılar. Biz hiçbir beşeri gücün önünde eğilmeyiz. Biz sadece Rabbimizin huzurunda, rükuda, secdede eğiliriz. Bugüne kadar kimse bizi eğemedi, eğdirtemedi. Şimdi ise şu millet Allah’ın izni ile el ele verdiği sürece ülkemizi de muasır medeniyetler üstüne çıkaracağız. Türkiye, yönetim sistemini değiştirme yolunda önemli bir kavşağa geldi. Şimdi süreç başladı. İnşallah 16 Nisan’da benim aziz milletim sandığa gidiyor. Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Cumhuriyet’in şehri Aksaray’ın da çok iyi destek vereceğine inanmıyorum. Bu konuda da milletimizin tercihinin ve kaleminin başımızın üstünde yeri vardır. Biz milletten korkanlardan, millete tepeden bakanlardan olmadık, olmayacağız. Çünkü biz bu millete hakim olmaya değil, hadim olmaya geldik. Biz bu millete efendi değil, hizmetkar olmaya geldik ve buna devam ediyoruz, devam edeceğiz. Çünkü sonunda ne olacak. Cumhurbaşkanı olsam ne yazar, başbakan olsam ne yazar, milletvekili, belediye başkanı, trilyoner olsan ne yazar. Ölmeyecek miyiz, öleceğiz. Gideceğimiz yer iki metreküp toprak. Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Musalla taşına koydukları zaman ne diyecekler, Cumhurbaşkanı niyetine demeyecekler, er kişi, hatun kişi niyetine diyecekler, sonra gidecekler. Dolayısıyla kim kime hava atıyor. Millete tepeden bakılmaz. Millet ile el ele olunur. Biz milletimizi seviyoruz. Bayrağımızı, vatanımızı, devletimizi seviyoruz. Gerekirse baş veririz, gerekirse bedel öderiz, gerekirse darbelere, muhtıralara, terör eylemlerine göğsümüzü siper ederiz. 15 Temmuz’da bu millet göğsünü tanklara siper etti mi? F-16’lara siper etti mi? Helikopterlere siper etti mi? Şimdi 16 Nisan geliyor. 16 Nisan’daki evet aynen bunun tekrarıdır. Şimdi sizlere sesleniyorum, bu işareti unutmayın. 16 Nisan’da tek bayrak için, 16 Nisan’da tek vatan için evet diyoruz. 16 Nisan’da tek devlet için evet diyoruz. Bizi bölmek istediler, bölemediler. Çünkü biz 80 milyon tek milletiz. Et ile kemik gibi, ayrılmayız. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. İnşallah 16 Nisan bu işin sinyali olacak. Ağlayan annelerin gözyaşını dindiremedikten sonra olmaz. 4’üncüsü, tek devlet için evet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka bir devletimiz yok. Dağlarda bu karda, bu kışta benim Mehmedim ne yapıyor. Bu vatanı korumak için, bu milleti korumak için neler yapıyor görüyorsunuz. Polisimiz ne yapıyor görüyorsunuz değil mi? Biz nasıl olur da Mehmedimin, polisimin kanını yerde koyarız. Onun için 16 Nisan’da evet. Kandil ile PKK ile DEAŞ ile terör örgütleri ile ele ele vermek sureti ile benim milletimin kalkıp iradesine ipotek koymak isterlerse inanıyorum ki 16 Nisan’da, özellikle STK’lara da teşekkür ediyorum, 14 yıldır bunlara pabuç bırakmadık, bırakmayacağız. Çünkü biz sadece Rabbimiz için eğiliriz. Onun dışında asla kimsenin kulu kölesi olmayız. Milletimize de kimsenin boyun eğdirmesine izin vermeyiz” şeklinde konuştu.
“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ, TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİNİ, BERABERLİĞİNİ, KARDEŞLİĞİNİ KORUYARAK VERDİĞİ MÜCADELEYİ GÜÇLENDİRECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle devam etti:
“Anayasa değişikliği ile getirilen Cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemi, yani başkanlık sistemi Türkiye’nin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini koruyarak verdiği mücadeleyi güçlendirecektir. Hedef saptırıyorlar. Yürütme yine var, yürütme Cumhurbaşkanı ama çift başlılık kalkıyor. Bunun adı Türk tipi Cumhurbaşkanlık hükümeti sistemi. Biz farklı bir sistemle geliyoruz. Cumhurbaşkanının aktif olarak bir partisi olacak. Buna ne diyoruz. Evet mi? Cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemine karşı çıkanların derdi, bu ülke ve millet için iyi olan, güzel olan, faydalı olan ne varsa hepsiyle sorunu var. Köprü yaparsınız, yol yaparsınız, bunlar karşı çıkarlar, üretim için, istihdam için uluslararası sermayeyi ülkeye getirirsiniz bunlar karşı çıkarlar. Avrasya tünelini yapanlara karşı çıkarsınız, sağlık reformu yaparsınız, modern şehir hastanesi yaparsınız karşı çıkarsınız, ana muhalefetin başındaki zat bir zamanlar SSK genel müdürüydü. O zamanki hastaneler hak getire. Sağlam gir hasta çıkarsın. Pislik, rezillik, bir tane odanın içinde 6, 8, 10 kişi yatar. O günleri hatırlayanlar var aramızda. Geçen hafta Mersin’de şehir hastanesinin açılışını yaptık. Rabbime hamdolsun. Bize bu günleri gösterdi. Bunun dertlisiydim, Yarabbi ne zaman bu hastaneyi nasip edeceksin diyordum, şimdi kurduk ve yaptık. Burada süit odalar var. Bunların bir de kral odaları var. Bunlar paralı değil ha. Köyden gelmiş bir tane hanım kardeşim, anneciğim orada yatıyor. Ağladı, ağlamaya başladı. Nasıl buldun deyince, dedi ki, ‘Cumhurbaşkanım biz buna ne deriz, siz bize bu günleri de gösterdiniz’ dedi. Biz bu hastaneyi yaparken cepten para ödemedik. Bunu kaynakları çeşitlendirerek yaptırdık ve 25 yıllığına da işlet diye verdik. Benim Aksaraylı kardeşim, şuna dikkat edin. Biz Kanuni’nin, Fatih’in torunlarıyız. Ey şu anda ana muhalefetin başındaki zat, sende böyle bir anlayış var mı? Sen böyle düşünebildin mi? Böyle bir sağlıkçılık yapabildin mi? Ama şimdi bak, eser ortada. Ziya Paşa öyle diyor, eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. İşte biz bu eserlerle anılacağız. Geçtiğimiz 14 yılda Türkiye’ye kazandırdığımız çehreleri tüm bunlara rağmen yaptık. Bunlarla mücadele ederek gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE ADETA İKİNCİ BİR KURTULUŞ SAVAŞI VERİYOR”
“Türkiye’nin son 3-4 yılında yok canım artık bu kadar da olmaz dediğimiz ne varsa hepsi gerçekleşti” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz her defasında oyunu bozdu. Sadece sınırlarımız içinde değil, Cerablus operasyonu, El Rai operasyonuyla şu anda da El Bab operasyonu ile kendi oyun planımızı hayata geçirerek oralarda da hayatın akışını silahlı kuvvetlerimiz ve Özgür Suriye Ordusu ile değiştirdik. Türkiye adeta ikinci bir kurtuluş savaşı veriyor. Ekonomiden diplomasiye her alanda bu savaşı veriyoruz. Bu mücadele bütün vatandır, bütün dünyadır diyoruz. Burada söz konusu olan sıradan bir mücadele değil. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının ardından kurulan küresel sistem çatırdıyor ve yerine yeni bir dünya sistemi kuruluyor. Türkiye olarak bu düzende bize biçilen role boyun eğmiyoruz. Daha adil, daha insani, yeni bir paylaşım talep ediyoruz. Tabii tek başına bunu istemek yetmiyor. Bu ülkede kimsenin cumhuriyet ile devletle, rejimle bir derdi yoktur. Amaç, dünyanın yeniden kurulan düzeni içinde en güçlü, en ileri konumu elde etmektir. Buna hazır mıyız? Hızlı karar almak, hızlı karar almayı karşılamak için yönetim sistemini değiştirmekten başka çaremiz yok. Böyle bir değişim ancak ülkenin ve milletin geleceği için istenebilir. Her kim Cumhurbaşkanlığı hükümeti sistemini şahsıma bağlıyorsa, tek sebebi milletin kendisine teveccüh etmeyeceğini biliyor olmasıdır. 550 milletvekili 600’e çıkıyor. Karşı çıkıyorlar. Daha dün çift kamaralı sistemi varken toplam 600 idi. Şimdi de 600 oluyor. Burada da Türk tipi parlamento getiriyoruz. Sadece milletvekilleri var. Sisteme karşı çıkanların gayesi millete gerçekleri anlatmak değil, kafaları bulandırarak ilerde kendilerinden hesap soracak tabanlarına mazeret üretmektir. Siz kafanızı karıştırmaya çalışanlara boş verin. Geriye baktığımızda açık oy gizli tasnif yapmışlardır. Tasnif gizli yapılmıştır, istedikleri gibi bir netice çıkarmak için. Tek adamcılık bunlarda, CHP zihniyetinde var. Ben damdan düştüm, şimdi diyorum ki bize damdan düşen getirin” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının ardından Başbakan Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, AK Parti Grup Başkanvekili ve Aksaray Milletvekili İlknur İnceöz, milletvekilleri, Aksaray Valisi Aykut Pekmez, Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı ve protokol mensupları Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisine ilk gazın basılması ve yapımı tamamlanan kamu yatırımlarının açılışını gerçekleştirdi.
(Derya Yetim - Mustafa Beşer - Uğur Sarı - Yasin Can /İHA)