Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bozdağ, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın ekonomiyi yakından ilgilendiren önemli değişiklik ve reformları içeren kanun tasarısı taslağını Bakanlar Kuruluna sunduğunu ifade etti, ayrıca Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin de bir sunum yaptığını kaydetti. İki kanun tasarı ise ilgili detaylı açıklamaların ilgili bakanlıklar tarafından yapılacağını anlatan Bozdağ, Bakanlar Kurulunda imzadan sonra TBMM’ye sevk edileceğini ifade etti. Büyüme rakamlarının da açıklandığını hatırlatan Bozdağ, büyüme rakamlarının sevindirici rakamlar olduğuna işaret etti. Bozdağ, Türk ekonomisinin iyi yolda olduğunu gösteren önemli veriler olduğunu belirterek, Türkiye’nin her türlü olumsuzluğa rağmen ekonomisinin güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini dile getirdi. İçeride ve dışarıda Türk ekonomi i hakkında kirli algı operasyonları yapanların olduğuna dikkati çeken Bozdağ, Türk ekonomisinin her türlü olumsuzluğa karşı dayanıklı ve güçlü bir ekonomi olduğunu kaydetti.
Arakan’da yaşananlara değinen Bozdağ, “Pek çok kadın çocuk masum insanlar hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmış, binlerce insan yerinden yurdundan edilmiştir. Bu insanlar gerçekten büyük bir dram yaşıyorlar. Türkiye her zaman olduğu gibi vicdanın sesi olmuş, Arakanlı Müslümanların yanında olan bir tutum ortaya koymuştur” dedi.
VATANDAŞLARA ARAKAN’A YARDIM ÇAĞRISI
Bozdağ, 300 bin civarında Arakanlı’ya Türkiye’nin bir ton civarında yardım gönderdiğini anlatan Bozdağ, bu yardımların devam edeceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın Türkiye’de bu kapsamda başlatılan kampanyayı açıkladığını hatırlatarak, “Bütün vatandaşlarımızı bu yardım kampanyasına yardımda bulunmaya davet ediyorum. Oradaki zulmü durduramasak bile hiç olmazsa o insanların insani ihtiyaçlarını gidermeye katkıda bulunmuş oluruz” şeklinde konuştu.
Bozdağ, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘kavga ise kavga yürüyüş ise yürüyüş’ ve ‘terörü çözemezsem siyaseti bitiririm’ sözlerine ilişkin soru üzerine Bozdağ, “Önce işe bakmak lazım, lafa bakmamak lazım. Sayın Kılıçdaroğlu’na terörü 4 yılda bitirecekse önce koluna takıp yürüdüğü kişilerden başlaması lazım. Tavsiye ediyorum, koluna giren kişilere benden uzak dur demesi lazım. HDP, PKK terör örgütünün siyasal bir uzantısı, hep beraber biliyoruz. Adalet yürüyüşünde, diğer pek çok konuda dayanışma içinde bulunduğunu biliyoruz. Önce bir oradan başlasın. ’Ben terörü destekleyenler, teröre destek çıkanlarla, teröriste terörist demeyenlerle hiçbir ortak paydada bir araya gelmem’ demesi lazım. Terörü bitirecek bir projesi varsa, bunu Sayın Kılıçdaroğlu’nun açıklamasında fayda var. Türkiye’de bugün işbaşında olan bir hükümet var. Bu mücadele nedeniyle ortaya çıkan fatura ortada. Eğer terörü biterecekse elinde bir formül varsa, buradan Sayın Kılıçdaroğlu’nu laftan öte o formülleri milletin önüne koymaya davet ediyorum" açıklamasında bulundu.
Güvenlik güçlerinin terörle mücadelede SİHA’ları kullanmasının önemli bir enstrüman olduğuna dikkati çeken Bozdağ, "SİHA’ların terörün belinin kırılmasında büyük rolü var. SİHA’lara karşı tavır koyan milletvekili Sayın Kılıçdaroğlu’nun partisindeki bir milletvekilidir. Sayın Kılıçdaroğlu da gereken sözü söyleyecektir" dedi.
ABD’NİN ZAFER ÇAĞLAYAN KARARI
ABD’nin eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkındaki kararının sorulması üzerine Bozdağ, şunları kaydetti:
“Türkiye ile İran arasındaki ticari ilişkilerin hepsi hem ülkemizin ulusal hukuku hem de uluslararası hukuka uygun. Konusu suç olan bir işlem yapılması da asla mümkün değildir. Türkiye’nin bankalarının, Türkiye’nin yaptığı bütün işlemler uluslararası hukuk çerçevesindedir. Bütün denetimler altında yapılmaktadır. Hukuka aykırı bir iş yok, suç olan bir iş de kesinlikle yoktur. ABD’de Rıza Sarraf üzerinden yapılmak istenen, Sayın Bakanın isminin karıştırıldığı hadise nedir derseniz, işin Türkçesi ve özü şudur, 17-25 Aralık sürecinde Fetullahçı Terör Örgütünün yargı yoluyla yapmak istediği ama başaramadığı darbe teşebbüsünü, aynen Amerikan yargısını kullanmak suretiyle tekrarından başka hiçbir şey değil. Sayın Zafer Çağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ekonomi bakanı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çıkarlarını korumakla görevlidir. Sayın Bakan bu dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çıkarlarını korumuştur. Bunu yaparken de hem Türkiyemizin hem de uluslararası hukukun yasalarına uygun bir şekilde görevini yapmıştır. Kirli bir oyunun bir parçası bu. Ortada delil yok, uydurma şeyler var."
“MESNETSİZ BİR İDDİANAME VAR ORTADA"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumaları hakkında verilen kararın da sorulması üzerine Bozdağ, "İşin garibi bu 15 korumadan 4’ü olay yerinde değil. Muhsin Köse, olayın başından sonuna kadar Cumhurbaşkanımızın yanında. Olay yerinde olmayan 4 kişiyi dahil ediyorlar, hiç heyette olmayan bir kişiyi de davaya davet ediyorlar. Mesnetsiz bir iddianame var ortada" şeklinde konuştu.
“O BÖLGEDE SADECE KÜRTLER YAŞAMIYOR”
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin açıklamalarıyla ilgili soru üzerine Bozdağ, “Türkiye, Irak’ın toprak bütünlüğüne bağlı bir ülkedir. Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmuştur. Barzani’nin aldığı referandum kararı şu anda kabul görmeyen bir karar. O bölgede sadece Kürtler yaşamıyor, başka etnik kökenden ve farklı inançlardan da insanlar yaşıyor. Bu tek başına alınacak bir karar değil. Bölgedeki huzur ikliminin muhafazası son derece önemlidir. Türkiye, bölgedeki huzur, güven ve barışın istikrarından yanadır. Bölgede güvensiz ortamların oluşmasına, istikrarsızlığın artmasına yol açacaktır. Bu referandumun Barzani’ye ve bölgede yaşayan Kürtlere de faydası yoktur. Barzani’ye çağrım, bu referandumu iptal etmeleridir, bu referandumun kimseye bir faydası yok. Yeniden gözden geçirip referandumu iptal etmelidir" dedi.
ODTÜ ARAZİSİNDEKİ YOL ÇALIŞMASI VE TEPKİLER
ODTÜ arazisindeki yol çalışmasına bağlı olarak CHP kanadından gelen tepkilere ilişkin olarak değerlendirmede bulunan Bozdağ, "Yapılanlar, bu ihtiyacı karşılamaktan ibarettir. Bir tünel yapılıyor. Toprağın bir tünel açılması söz konusu değil. Tünel yapılırken de burada bulunan bazı ağaçların nakli ve kaldırılması gerekiyor. Burada yapılan iş, millete hizmet işidir. Bunun karşılığında iki kat ağaç dikilecek. ODTÜ rektörlüğüne de 36 hektarlık alan takdim edilecektir" diye konuştu.
MERKEL’İN AÇIKLAMALARI
Almanya Başbakan Angela Merkel’in ‘Türkler Almanya’ya gelebilir’ çağrısının hatırlatılması üzerine Bozdağ, "Sayın Merkel’e tabii Almanya’nın nasıl göründüğünü Almanya’da yaşayan yabancılara, Müslümanlara, bize sorsun. Nasıl gözüküyor, biz kendilerine anlatalım. Türkiye’de bugüne kadar sırf gazetecilik yaptığı gerekçesiyle yargılanan kimse olmamıştır. Mesleği gazetecilik olan bazı vatandaşlarımız da kendilerine isnat edilen suçlar dolayısıyla yargılanırlar. Hukuk neyi emrediyorsa yargı onun gereğini yapar. Türkiye, terör örgütlerine destek verenlere adaletin gereği neyse onu yapıyor ama Almanya teröre destek verenlere kol kanat geriyor. PKK, DHKP-C bugün Almanya’da serbest. Serbestten öte himaye görüyor. Terör ve terör örgütlerine karşı Almanya bir özgürlük alanı ama Türkiye’nin Cumhurbaşkanına Almanya kapalı. Teröristlerin toplanma hakkı var ama Türkiye gibi büyük bir devletin Cumhurbaşkanının Almanya’da yaşayan vatandaşlarıyla toplaşıp onlara düşüncelerini ifade etme hakkı yok" ifadelerini kullandı.
“TANRIKULU’NUN YAPTIĞI AÇIKLAMA HADSİZ, YANLIŞ VE SAYGISIZ BİR AÇIKLAMA”
CHP’li vekil Sezgin Tanrıkulu’nun ’Silahlı insansız hava araçları sivil vatandaşları vurup öldürdü’ ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yöndeki açıklamasına ilişkin Bozdağ, şunları kaydetti:
"Tanrıkulu’nun yaptığı açıklama hadsiz, yanlış ve saygısız bir açıklama. Türk milletine, güvenlik güçlerimize bu açıklamasıyla hakaret etmiştir. Bu, büyük bir densizliktir. SİHA’lardan alınan görüntüler çok net görüntüler. Detaylar, SİHA’lardan açık bir şekilde görülebiliyor. Sayın Kılıçdaroğlu kimlik ve belge soruyor ama terörün ve teröristin belgesi ve kimliği olur mu? Güvenlik güçleri terör örgütüyle mücadele ederken, onlarla çatışmaya girmeden önce dur bakalım ey terörist senin Kandil’den aldığın belgen var mı diyebilir mi? Böyle bir mantık olabilir mi? Diyor ki kimlik soracağız. Sayın Kılıçdaroğlu açıklarsa, teröristin kimliği nasıl oluyor? Onlara kimliği kim veriyor? O kimlik nasıl sorulacak biz kendisinden öğrenmiş oluruz. Teröristin kimliği ve belgesi de olmaz. Terörist bellidir, onunla mücadelenin usulü bellidir. Sayın Kılıçdaroğlu’ndan şunu beklerdim, kendi milletvekiline canı pahasına terörle mücadele eden polisimize, askerimize onlara karşı bu saygısızlığı yapan Sezgin Tanrıkulu’na ’senin yaptığın asıl densizliktir’ deyip disipline sevk etmesini, partisinden uzaklaştırmasını beklerdim ama yapmadı. Belli ki Sayın Kılıçdaroğlu da kendi milletvekilinin görüşüne katılıyor. Eğer paylaşmıyorsa ona ona dönüp cevabını vermesi lazım. Bu mantıkla 4 yılda nasıl bitirecek onu anlamıyorum, teröre en büyük desteği veren bir propagandayı ve açıklamayı yapan milletvekiline sesini yükseltemeyen bir lider terörle mücadeleyi nasıl yapacak onu da Türk halkının engin sağduyusu ve vicdanına bırakıyorum."
(Enise Vural / İHA)