Başbakan Binali Yıldırım, TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz’un Türkiye için önemli bir milat olduğunu belirterek, “Sanıklar mahkeme önünde suçu inkara yargı sürecini sulandırmaya dayalı bir yol izlemektedir. Kim ne yaparsa yapsın, kim ne tercih ederse etsin herşey milletin ve bütün dünyanın gözü önünde cereyan ediyor. 15 Temmuz’un hemen ardından devletin bütün organlarını temizlemek için OHAL ilan ettik. Bugüne kadar 168 bin 977 şüpheli hakkında işlem yapıldı. Bunlardan 33 bin 180’i kamu görevinden uzaklaştırıldı. 111 bin 240’i ihraç edildi, 35 bin 639 kişi de görevine iade edildi. Bugüne kadar 300 bin itiraz başvurusu alındı. Bunların hepsi tek tek inceleniyor. Başvuruları detaylı incelemeye tabi tutmak amacıyla OHAL İnceleme Komisyonunu kurduk. AİHM de yapılan başvuruları bu komisyonunun yeni bir iç hukuk yolu olarak gösterip ve bunu işaret ederek bu müracaatları reddetti. Ülkemiz aleyhine 31 Mayıs tarihinde AİHM önünde bekleyen, 24 bin 600 başvuru varken, 30 Haziran’da bu başvuruyu sayısı 12 bine inmiştir. Başvurular itirazları inceleme komisyonunda ele alınacaktır. Dün itibarıyla komisyona başvurular başladı. Sadece dün günün sonuna kadar 3 bin 28 başvuru yapılmış ve bin 189’u valilik ve kurumlarca onaylanarak işleme girmiştir. 120 bin civarında toplam başvurunun olacağını düşünüyoruz. Kurunun yanında yaş yanmayacak, bu itiraz komisyonun en önemli özelliği incelemelerden sonra göreve iade yönünde karar çıkarsal ilgili kurum o kişiyi tekrar göreve başlayacak” ifadelerini kullandı.
Yıldırım, “Şimdi bize ahkam kesenler, geçmişte iki Almanya birleşirken 500 bin kamu çalışanını bir günde kapının önüne koydu. Onlara kimse bir şey sormadı, niye böyle yaptınız diyen de olmadı, darbe de olmadı. Tek bir gerekçesi var, hiçbir devlet kendisine sadakat göstermeyen memurlarla çalışmaz. İçeride seni hançerleyecek insanlar varken nasıl yöneteceksin? Tabii ki bu temizlik yapılacak, sonuna kadar yapılacak. Hiçbir mikrop kalmayacak şekilde, bu temizliği yapacağız. Zalimle mazlumu aynı kefeye koymayacağız. OHAL süresi yarın itibarıyla doluyor, bu nedenle hükümet olarak MGK’ya uzatılması yönünde teklif sunduk. 19 Ekim 2017’ye kadar uzatılması için müracaatımızı yaptık. AK Parti ve MHP vekillerinin desteği ile OHAL gelecek 3 ay için tekrar uzamış oldu. Vatandaşlarımızın hayatı huzur ve güven içerisinde devam ediyor. OHAL’i bahane ederek Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, ilerlemesinin önüne taş koyan hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayız" açıklamasında bulundu.
"HÜKÜMETİMİZ GÜVENLİK KONUSUNDA KARARLI"
Yıldırım, "Şunu herkesin iyi bilmesini istiyorum, devletimiz ve hükümetimiz şehitlerimizin ve bu aziz milletin hakkın terör örgütlerine ve onların yan sanayi siyasetçilerine yedirmez. Hükümetimiz, güvenlik konularında milletimizin huzuru ve asayişi için kararlı tutumunu sürdürüyor" dedi.
Kıbrıs görüşmelerinin Rum tarafının tek taraflı çıkar gözeten tavrı yüzünden çıkmaza girdiğini belirten Yıldırım, "Bu Rumların çözüm konusunda samimiyetsiz yaklaşımlarını bir kez daha ortaya koymaktadır. Hükümetimiz, uluslararası hukuktan doğan haklarını sonuna kadar kullanacak" diye konuştu.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in kaleme aldığı makaleye işaret eden Yıldırım, "Tehditvari açıklamalar yapılıyor. AB, kapısının kapanacağı gibi bir tehditle bize aba altından sopa gösterenler şunu iyi bilmelidir, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı, Türkiye’nin AB’ye ihtiyacından daha fazladır. Sorumluluk sahiplerinin karşılıklı iyi niyetle, iletişim kanallarına zarar verecek bu tür açıklamalardan uzak durmasını istiyoruz" dedi.
MESCİD-İ AKSA’NIN İBADETE KAPATILMASI
Yıldırım, Mescid-i Aksa’nın İsrail tarafından ibadete kapatılmasına ilişkin, "Mescid-i Aksa’yı kapatmasında hiç mantıklı bir icraat yok. Mescit tekrar açılmış olmasına rağmen keyfi uygulamalarla insanları çeşitli güvenlik uygulamaları ve aramalarından geçirerek adeta bir yıldırma politikası uygulanıyor. Ortadoğu’da tutuşturulmaya çalışılan fitne fitiline kimsenin ateş tutmasına izin vermeyeceğiz" açıklamasında bulundu.
Bu hafta Meclis’in yoğun bir gündemi olduğunu hatırlatan Yıldırım, "İç tüzük niye değişiyor? Çok açık, parlamentonun verimli çalışması. Kanunları çıkarırken zamanı ekonomik ve etkin kullanmak. Bunun için yapılıyor. Özetle yeni iç tüzüğün ruhu, az laf çok iş ama bu iç tüzük geçici bir iç tüzük unutmayın. 2019 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devreye girdikten sonra yeni bir iç tüzüğe ihtiyacımız var. İç tüzük değişikliği, 2019 seçimlerine kadar geçerli olacak ama 2019 seçimleri gelmeden uyum yasaları çerçevesinde yeni iç tüzük Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ruhuna uygun olarak sıfırdan, yeni baştan yapılacak. Anayasa değişikliğini millet onayladı, Meclisimiz de bu değişikliğe uygun iç tüzüğü onaylayacak. Böylece yolumuza devam etmiş olacağız. İç tüzük değişikliğinde grubumuza destek veren MHP’ye teşekkür ediyoruz. Gönlümüz isterdi ki diğer partiler de bu işte bizimle beraber olsun, hala fırsatları var, şansları var, Mustafa Elitaş’la görüşsünler, onlar da bu kervana dahil olsunlar" ifadelerini kullandı.
(Enise Vural / İHA)