AB’nin iki yüzlü tavrını topa tuttu
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Batı dünyasını eleştirerek, "Darbe girişiminden 24 saat sonra Türkiye’nin darbeye karşı alacağı tedbirlerin demokratik olup olmayacağı sorgulandı" dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik temaslarda bulunmak üzere geldiği Brüksel’de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Sınırın diğer tarafında ne Irak ne de Suriye tarafında bir ordu gücünün olmadığını kaydeden Çelik, “Herhangi bir polis gücü yoktur. Buradaki güvenlik krizinden doğrudan etkilenen bir ülkeyiz biz. Şunu düşünün Avrupa’da bazı ülkeler 100 tane-150 tane mülteci almak için referanduma gidiyorlar. Benim ülkemde 3 milyon mülteci misafir ediliyor. Bunların 800 bini çocuk, bunların 200 bini kamplarda yaşıyor. diğerleri Türk halkının misafirperverliği sayesinde şehirlerde yaşıyor. Bunun ortaya çıkardığı insani ve siyasi maliyeti düşünün. Avrupa’nın pek çok ülkesinde mülteciler söz konusu olduğu zaman aşırı sağ, ırkçı hareketlerin bunu istismar ettiğini ve yükselmeye başladığını görüyoruz” dedi.

“MÜLTECİLER İÇİN 25 MİLYAR DOLAR HARCADIK”
3 milyon mülteciyi misafir edilmesine rağmen ırkçı bir yaklaşımın ortaya çıkmadığını kaydeden Bakan Çelik, “Avrupa’da gördüğümüz gibi ırkçı, İslamafobik, yabancı düşmanı, mültecileri hedef alan hareketler ortaya çıkmamıştır. Şuanda da gördüğümüz gibi bazı seçim kampanyalarında da mülteciler hedef alınıyor ya da bazı liderler sağın ya da solun lideri olmak için bazı ülkelerde mültecileri nasıl engelleyeceklerini söylüyorlar. Benim ülkemde hiçbir seçim kampanyasında ve hiçbir siyasi polemikte hiçbir parti tavır almamıştır. Bununla ömür boyu gurur duyacağım. Bu çok büyük insani tavırdır. Devlet ve millet olarak, devlet ve sivil toplum örgütleri olarak mülteciler için 25 milyar dolar harcadık. Türk halkı bunu destekleyen bir tutum içindedir. Bu insanlar ölümden kaçmıştır ve milletimiz bu insanlara kucak açmıştır” ifadelerini kullandı.
Bazı Avrupa ülkelerinde 200-300 mülteciler için referanduma gidildiğini ya da mültecilere sınırların kapatıldığını ifade eden Bakan Çelik, “Almanya’da 9 bin mülteci çocuğun kayıp olduğu söyleniyor. Başka ülkelerde de böyle rakamlar var. Biz küreselleşme çağındayız, ulus devletleri aşan ulus üstü birliklerin çağındayız ama çocuklara bakamıyoruz, çocukları koruyamıyoruz. Böyle bir ülke düşünün. Terörle mücadele ediyor aynı zamanda da terörle mücadele içinde böyle insani tutum sergiliyor. Şunu düşünün Charlie Hebdo saldırısından sonra Paris’e bütün dünya liderleri gittiler. Türkiye de oradaydı. Doğru da yapıldı. Teröre karşı ciddi bir dayanışma ortaya koyuldu. Bütün dünya Charlie Hebdo saldırısında ortaya çıkan tavır karşısında dünyaya karşı terörle mücadele konusunda dayanışma içinde olduğunu gösterdi. Şunu düşünün terörle mücadele eden bir ülke Türkiye, darbe girişimine maruz kalmış, Parlamentosu bombalanmış ama bu ülkeye ilk 1-2 ay içinde AB kurumlarından hiçbir temsilci gelmedi. Bir tek ilk haftalarda İngiltere’nin AB Bakanı Alan Duncan geldi” açıklamasını yaptı.

“DARBE GİRİŞİMİNDEN 24 SAAT SONRA TÜRKİYE’NİN DARBEYE KARŞI ALACAĞI TEDBİRLERİN DEMOKRATİK OLUP OLMAYACAĞI SORGULANDI”
Diğer ziyaretçilerin 1 buçuk ay sonra geldiğine dikkat çeken Bakan Çelik, “Halbuki bir Avrupa demokrasisi Avrupa topraklarında saldırıya uğramıştı. İsveç Eski Başbakanı, AB Genel Sekreteri Jagland’ın söylediği gibi dolayısıyla bu ülkenin parlamentosu saldırıya uğramıştı. Bu parlamento ile dayanışma içinde olmak ilk haftalarda söz konusu olmalıydı. Ama bunlar olmadı. Bunun yerine darbe girişiminden 24 saat sonra Türkiye’nin darbeye karşı alacağı tedbirlerin demokratik olup olmayacağı sorgulandı. Yapılan bir açıklamada taraflara itidal çağrısı yapıyoruz denildi. Yani bizimle darbeciler eşit taraflar olarak algılanıp itidal çağrısı yapıldı. Şunda hiçbir kuşku yok. Türkiye bu darbe ile mücadelesini hukuk içinde sürdürecek. O çatışmaların en yoğun olduğu zamanlarda bile bazı görüntüler vardı, o görüntülerde darbeci askerler halk tarafından herhangi bir saldırıya uğramasın diye polis tarafından korumaya alınıyor ve hukuka teslim ediliyor. Olağanüstü hal ilan ettik. Bu kadar büyük bir güvenlik problemi karşısında demokrasimizi korumak için olağanüstü hal ilan ettik. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 15’inci maddesinin tanıdığı delegasyon hakkını kullandık” ifadelerini kullandı.
(İHA)

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.