Dünya Sağlık Örgütü, bir kişinin günlük tuz tüketiminin 5 gram ve altında olması gerektiğini belirtiyor. Türkiye’de günlük tuz tüketiminin 18 gram civarında olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Vücutta tuz dengesini böbrekler sağlıyor. Alınan tuzun yaklaşık yüzde 99,5’i böbreklerden geri emiliyor. Böbrekler fazla miktarda tuz tüketilmesi sonucunda gelişebilecek hipertansiyon, damar sertliği, böbrek taşı gibi durumlardan etkilenebilir ve buna bağlı olarak da kronik böbrek hastalığı gelişebilir. Günlük tuz tüketimi bir çay kaşığını geçmemeli ” açıklamasında bulundu. Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, 11-17 Mart Tuza Dikkat Haftası vesilesiyle önemli bilgiler verdi...
Vücudun ihtiyacından daha fazla miktarda tüketilen tuzun başta hipertansiyon ve damar sertliği olmak üzere böbrek yetmezliği, inme, böbrek taş hastalığı, kemik erimesi ve mide kanseri gibi pek çok hastalığa sebep olduğunun altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Diyabetik hastalar, hipertansiyonu olanlar, koroner arter hastalığı ve/veya kalp yetmezliği hastaları, obezler, ileri yaştaki insanlar ve sürekli ilaç kullanan hastalar böbrek sağlığına dikkat etmeli” dedi.
Bisküvi, hazır ayran gibi gizli tuz yapıcı besinlere dikkat edilmeli
İçeriğinde tuz bulunan besinlerin tüketilmesi ile gizli tuz alımının söz konusu olduğunu söyleyen İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu “Peynir çeşitleri, tuzlu zeytinler, hazır soslar, ketçap, mayonez, hardal, kuruyemişler (kavrulmuş olanlar), hazır çorbalar ve bulyonlar, konserve yiyecekler, turşu, şarküteri ürünleri (sucuk, salam, sosis), cipsler, bisküviler, krakerler ve hazır ayranlar gizli tuz içeren besinlerdir” şeklinde konuştu.
Yemeğin tadına bakmadan tuz eklenmemeli
Yemeğin tadına bakmadan tuz atmanın da yanlış bir yaşam tarzı örneği olduğunun altını çizen Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Kişinin yemeğin tuzu ile ilgili bir sorun olup olmadığı konusunda bilgisi yokken yemeğe tuz eklemesi diğer günlük davranışlarında da sorunu görmeden çözüm üretmek gibi yanlış davranışlara yönlenmesinin bir işareti olabilir. Vücudun gereksiniminden daha fazla miktarda tüketilen tuz başta hipertansiyon ve damar sertliği olmak üzere, böbrek yetmezliği, inme, böbrek taş hastalığı, kemik erimesi (osteoporoz), mide kanseri gibi pek çok ciddi hastalığa neden oluyor” dedi.
Dengeli beslenme ve kilo kontrolü önemli
Düzenli egzersiz yapmanın, kan şekeri ve kan basıncını doktorun önerdiği aralıklar ile kontrol ettirmenin, sağlıklı ve dengeli beslenerek ideal kiloda kalmanın, yeterli miktarda sıvı almanın, sigara alışkanlığından vazgeçmenin ve gelişigüzel ilaç kullanmamanın kronik böbrek hastalıklardan korunmada önemli olduğunu belirten İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Vücudun sıvı dengesi korunmalı ve özel bir neden yoksa günde 1.5 litre civarında su içilmeli, düzenli egzersiz yapılmalı, dengeli beslenilmeli. Sigara içmek, su yerine meyve suyu, çay içmek, doktor önerisi olmadan sık sık ağrı kesici ilaçlar kullanmak böbrek sağlığı için zararlı” açıklamasında bulundu.