Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gençlere 16 Nisan’da yapılacak referandum için "sandığa gidin" çağrısı yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’da üniversite öğrencileri ile bir araya geldi. DoubleTree by Hilton Hotel’de düzenlenen toplantıda gençlere seslenen Kılıçdaroğlu’nun gündeminde anayasa değişikliği referandumu vardı.
Türkiye’de yaşanan anayasa referandumu sürecini, 1930’lu yıllarda Almanya’da yaşan referandum sürecine benzeten Kılıçdaroğlu, "Benzer bir referandum Almanya’da gündemdeydi 1930’lu yıllarda. Elimdeki 1934 yılına ait Almanya’daki resmi gazete. Resmi gazetede referandum konusu var. ‘Cumhurbaşkanlığı makamı, Başbakanlık makamı ile birleştirilmiştir. Cumhurbaşkanının tüm yetkileri ile başbakanın yetkileri Hitler’de toplanmıştır’ diyor. Vekili kendisin atayacaktır. Ağırlıkla onaylanır ve Hitler tek yetkili olur. Sonra ne oldu 2. Dünya savaşı oldu. Önce Almanya ve sonra bütün dünya kan gölüne döndü. Geldik 21. yüzyıla. Benzer bir anayasa değişikliği gündemde. Bütün yetkilerin tek kişide toplandığı bir süreci yaşıyoruz. Kendisi cumhurbaşkanı, kendisi başbakan, kendisi yargıç, kendisi savcı, kendisi vali, kendisi kaymakam, bütün yetkiler bir kişide. Peki Cumhuriyetin kuruluşunda bütün yetkiler Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e mi aitti? Bütün yetkiler meclise ait, milli iradeye ait. Şimdi ne oldu da biz kendi tarihimizi reddederek bütün yetkileri alıyoruz ve parlamentoyu da dışlayarak bir kişiye veriyoruz" diye konuştu.
"SANDIĞA GİDİP OYUNUZU KULLANMADAN ÖNCE DÜŞÜNÜN"
AK Parti’nin anayasa değişikliğine neden ’evet’ denmesi gerektiğini vatandaşa anlatamadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Anlattıkları bir şey var. ‘Hayır’ verirseniz teröristsiniz. Bunu söyleyen insanlar halkını sevmeyen insanlardır, bunu söyleyen insanlar halkı ile arasına mesafe koyan insandır. Başka ne olabilir. Bir kişi ‘evet’ de diyebilir, ‘hayır’ da diyebilir. Biz neden ‘evet’, neden ‘hayır’ demeyi bilmeliyiz. ‘Evet’ diyecekse neden ‘evet’ diyor, ‘hayır’ diyorsa neden ‘hayır’ diyecek bunu bilmek zorunda. Yaptığım bütün konuşmalarda şu çağrıyı yapıyorum. Sandığa gidip oyunuzu kullanmadan önce düşünün. Vicdanınıza ölçün biçin tartın ve ondan sonra sandığa gidin. Kullanacağınız oy çok değerli. Önünüzde iki seçenek var. Birincisi; Türkiye’nin tepesinde elinde sopa olsun, ne derse o olsun. Otoriter tek adam yönetimi. İkincisi; parlamenter demokratik sistem olsun. İki seçenekten birisini kullanacaksınız. Bu bir siyasi parti seçimi değildir. Bir iktidar değişimi de değil, rejim değişikliği yapılıyor. Deniyor ki bize ‘ne rejim değişikliği biz cumhuriyeti 1920’lerde kurduk’. Ama bizim cumhuriyetimiz ile Suriye’nin cumhuriyeti, Libya’nın cumhuriyeti, İran’ın cumhuriyeti farklı. Bizim cumhuriyetimiz parlamenter demokratik sistem üzerine inşa edilmiştir" şeklinde konuştu.
KILIÇDAROĞLU’NDAN LİDERLERE ÇAĞRI
Siyasilere televizyonda tartışma çağrısında da bulunan Kılıçdaroğlu, "Ben konuştuğum zaman diyorlar ki ‘Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor’. Kendilerine çağrı yaptım. Sizin kuşak bilmiyor olabilir. Eskiden seçimlerden önce televizyonda siyasi parti liderleri bir masa etrafında oturur soru sorulurdu, her siyasi parti lideri aynı ortamda gazetecilerin önünde sorulara yanıt verirdi. İnsanlar da dinlerlerdi. Ben çağrı yapıyorum. Sayın Devlet Bahçeli’ye de, sayın Binali Yıldırım’a çağrı yapıyorum. Arzu ederse sayın Recep Tayyip Erdoğan da gelebilir. Oturalım beraber bu anayasa değişikliği ne getiriyor. Madem doğruları söylemiyorum televizyon ekranında beni mahcup etsinler. Cesaret edip gelemiyorlar. Biz doğruları söylüyoruz" ifadelerini kullandı.
"MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN AMASYA TAMİMİ NEDENİYLE BİZ ANAYASA MAHKEMESİNE GİTMEDİK"
Anayasa Mahkemesine neden gitmediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Sadece bir kişi düşünecek hepimiz ona uyacağız. O zaman bizim aklımıza ne gerek var. O zaman biz insan mıyız, değil miyiz? Benim düşüncem yok mu? Yanlış yapıyorsa ‘arkadaş sen yanlış yapıyorsun’ deme hakkım yok mu? Gençlerin siyasete biraz uzak durduğunu biliyorum. Bu süreç siyasete mesafe koyma süreci değildir. Bu süreç bir memleket meselesidir. Ya bağımsızlığımızı koruyacağız, ya da bir kişi gelecek elinde sopayla bizi ıslah edecek. Buna izin vermemeliyiz. Niçin biz anayasa mahkemesine gitmedik. Mustafa Kemal Atatürk’ün Amasya Tamimi nedeniyle biz Anayasa mahkemesine gitmedik. Ne diyor Mustafa Kemal Atatürk, ‘milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ diyor. Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum. Bu milletin doğru karar vereceğine inanıyorum. Eğer bu millet milli kurtuluş savaşını vermişse şimdi bunun ikinci önemli adımını atacak. Baskı kuruyorlar kimse ‘Hayır’ demesin diye. Bu korkunun eseridir. Televizyonda tartışmaktan korkuyorlar. Çünkü ne söyleyeceklerini, nasıl savunacaklarını bilmiyorlar. Arkadaşlarınızla konuşun kavga etmeden özgürce tartışarak" dedi.
"GAZİ MUSTAFA KEMAL’E VERİLMEYEN YETKİ VERİLECEK"
"Anayasa hepimizin ortak yasasıdır" diyen CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Anayasa hepimizin haklarını güvence altına alır. Anayasalar o nedenle toplumsal uzlaşma ile çıkarılırlar. Bir uzlaşma kültürü ile anayasa oluşturulur. Bir partinin mutfağında anayasa hazırlanmaz. Ama hazırlanıp şu an topluma getirilen anayasa değişikliği bir partinin mutfağında hazırlanmıştır. Bin uzlama ile değil dayatma kültürü ile gelmiştir. Bu değişikliğe göre başkan hem cumhurbaşkanı hem parti genel başkanı olacak. Aynı zamanda bu kişi gelecek TBMM’de ben tarafsız davranacağım diye yemin edecek. Kargalar buna gülmez mi. Bir parti genel başkanı tarafsız olur mu. Ben tarafsız olamam, Sayın Bahçeli, Sayın Binali yıldırım tarafsız olamaz. Cumhurbaşkanı yemininde tarafsızlık vardır. Neden? 80 milyonu temsil ediyor. Bu doğru değil. Yargı tümüyle başkanın kontrolünde. Nasıl oluyor Anayasa Mahkemesinin 15 üyesi var. 12’sini başkan tayin edecek. Nasıl olacak peki bu iş. Bu yargı bağımsız olabilir mi? HSYK’nın yarısını tayin edecek, yarısın kendi parlamentosundan çıkaracak. Diyeceksiniz ki HSYK Anayasa Mahkemesi başkan atasa ne olur atamasa ne olur. Bir partinin genel başkanının tayin ettiği yargıçlar olursa o ülkede yargı bağımsızlığından söz edilemez. Bir partinin genel başkanı anayasa mahkemesine üye tayin edebilir mi, dünyanın neresinde görülmüş bu. Kim hakim olacak, kim savcı olacak hepsini onlar belirleyecekler. Üniversitede okuyorsunuz bir haksızlığa uğradınız dava açacaksınız. Haksızlığı yapan ki başkanın adamı, oraya yargıca kim tayin etti başkan, başkanın tayin ettiği yargıç sizin kararınıza objektif bakar mı? Almanya’da Hitler döneminde Führer’e doğru diye bir kavram vardır. Deniyor ki sayın savcılar ve hakimler bir konuda karar alırken önce Führer’e bakacaksınız, Führer ne düşünüyorsa kararı ona göre vereceksiniz. Türkiye bu sürece sokulmak üzeredir. Başkana parlamentoyu fesih yetkisi veriliyor. Gazi Mustafa Kemal’e verilmeyen yetki verilecek. Meclisi fes ettim. Neden, canım istedi. Cevabını alamadığım bir soru daha var. Parlamento milletvekili sayısını 600’a çıkarıyorlar niçin. Hepiniz ödüyorsunuz o 600 milletvekilinin maaşını."
Olağanüstü Hal (OHAL) durumunu darbe olarak niteleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "20 Temmuz’da ülkede sivil darbe oldu. Bunu unutmayın. Şuanda bir darbe süreci içindeyiz" dedi.
GENÇLERE "SANDIĞA GİDİN" ÇAĞRISI
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, gençlere sandığa gitmeleri konusunda uyarıda bulunarak, "Kesinlikle sandığa gideceksiniz, oy kullanacaksınız. Gitmek istemeyen, kaydını aldırmayan arkadaşları ikna edeceksiniz. Size emanet edilen bir Türkiye Cumhuriyeti var. Bütün halkın umudu bu gençlikte. Gençlerin bir özelliği var. Gençler kişisel çıkarlar peşinde değil, ülkesinin çıkarları peşinde koşarlar. Bu açıdan bayrağınızı, ülkenizi savunuyorsunuz" ifadelerini kullandı.
Nazım Hikmet’in "Bir ağaç gibi tek ve hür; ve bir orman gibi kardeşçesine" sözleriyle konuşmasını sürdüren Kılıçdaroğlu, "Bugün farklı siyasi görüşlerimiz olabilir, farklı kimliklerimiz olabilir saygı duyarım ama ortak bir paydamız var, ülkemiz, bayrağımız, demokrasimiz" diye konuştu.
(Selim Bayraktar / İHA)