Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Görevlisi Elif Konar Özkan, çocuğun gelişim dönemine uygun kitap seçiminin önemine işaret ederek değerlendirmede bulundu.
Kitap, çocuğun gelişimini destekliyor
Çocuk yayınlarının temel amacının, dil zevki, kitap sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandırmak olduğunu, bunların da nitelikli çocuk kitaplarıyla kazanılacağının aşikâr olduğunu belirten Öğretim Görevlisi Elif Konar Özkan, “Çocuklar, dünyayı keşfetmeye hayret ederek başlarlar. Dolayısıyla bir yandan gözlem ve deneme yanılma yoluyla dünyaya dair keşifleri devam ederken kitaplar da çocukların bu keşif egzersizlerine yardımcı olur. Böylece deneyimleri genişler, dile karşı hassasiyeti gelişir, kelime bilgisi artar, dağarcığı zenginleşir, bakış açısı ve ufku enginleşir. Tüm gelişim alanlarıyla birlikte estetik, sanatsal gelişimi de desteklenir, pekişir. Bu bağlamda çocuk kitaplarının nitelikli ve özenle hazırlanmış, yaş ve gelişim özelliklerine, ilgi ve ihtiyaca uygun seçilmiş olması gerekmektedir” dedi.
Kitap seçiminde nelere dikkat edilmelidir?
Erken çocukluk dönemi söz konusu olduğunda ilk akla gelenlerin, oyuncak kitaplar ve resimli kitaplar olduğunu kaydeden Özkan, çocuğa gelişim dönemine uygun kitap seçerken dikkat edilmesi gereken noktalara işaret ederek şunları söyledi:
“Banyo kitapları veya oyuncak kitaplar olarak adlandırılan kitaplar, çocukların ilk tanıştığı kitaplar arasındadır. Bu kitapların çocuğun sağlığına zararı olmayan maddelerden yapılmış olmasına dikkat edilmelidir zira hepimizin deneyimlediği gibi çocuklar kitapların tadına bakmayı da çok severler. Daha sonra mukavva kitaplar ile tanışırlar. Bu tür ürünler hem ince motor becerileri hem de çocuğun oyun ve oyuncak ilişkisiyle birlikte kitaba aşinalık kazanması açısından önemlidir.
Resimli kitaplar çocuk ve yetişkin arasında iletişim kuruyor
Bir sonraki aşamada ise ABC kitapları adı verilen resimli kitaplar devreye girer. Resimlerin çocuğa gösterilerek hikâyenin anlatıldığı bu tür kitaplar ise hem yetişkinle çocuğun iletişim kurmasını hem de kavram ve dil gelişimi özelinde bilişsel gelişimini destekleyerek çocuğun dünyayı tanımasını sağlar.
2-4 yaş arasında; birbiri ile ilişkili resim ve cümlelerden oluşan, tek olaylı, neşeli ve gerçekçi öyküler ilgi uyandırıcıdır. Bu yaşlarda çocuk sadece dinleyici de değildir artık anlatmaya da başlar. Dinlediği öyküleri resimlere bakarak tekrar tekrar anlatmayı ve kitaptaki her bir ayrıntı ile ilgili soru sormayı sever. Bu şekilde dikkatle dinlemeye, sormaya ve anlatmaya alışan çocukların çevreye uyum sağlaması da kolaylaşmış olur. Çocukların sözlü anlatım becerisinin gelişmesi ileride yazılı anlatım becerilerinin gelişmesine de yardımcı olacaktır.
4-6 yaş arasında; çocuklar okunan kitapları dinlemeyi, dinlediği kitaplara dair sorular sormayı ve soruları cevaplamayı, öyküden farklı öyküler çıkarmayı öğrenir ve sever.
5-6 yaş çocukları; kitaplardaki resimlerin ayrıntılarıyla ilgilidirler ve bu durum onların hayal gücü ve estetik gelişimi açısından önemlidir. Kitapların çocuklar tarafından sevilmesi, dinlenmesi ve okunması için biçim (kullanılan malzeme, boyut, ağırlık, kapak ve ciltleme, punto, mizanpaj ve resimleme) ve içerik (tema, konu, karakterler, dil ve üslup) açısından özenle, çocuğa göre ve çocuk gerçekliğine uygun hazırlanmış olması gerekir. Bu noktada çocuğu ve niteliği önemseyen, alanda bilinen yayınevlerinin kitapları tercih edilmelidir.”
Kitapla tanışmak için bir alt sınır yok
Çocuğun kitapla tanışması için belli bir yaş sınırı olmadığını belirten Öğretim Görevlisi Elif Konar Özkan, “Uzun zamandır çocuk gelişimi, eğitimi ve ruh sağlığı uzmanları ilk yılların ne kadar önemli olduğu konusunda hemfikir. Zengin uyaranların ve elverişli şartların çocuğun potansiyelini ortaya çıkarmasında ve tüm gelişim alanlarının desteklenmesinde önemli olduğu sürekli vurgulanır. Çocuğun çevresiyle olumlu etkileşimi, öğrenim ve öğretim faaliyetlerini kolaylaştırmakta ve hızlandırmaktadır. Ayrıca çocukların doğuştan meraklı ve öğrenmeye hazır olduklarını ama öğretilmekten hoşlanmadıklarını, en iyi öğretim ve öğrenim yolunun rol model/örnek olma olduğunu da bilmekteyiz. Dolayısıyla kitaplarla tanışmak için bir alt yaş sınırı yoktur demek yanlış olmayacaktır. Kitap okumaya daha erken başlanamadıysa hiç değilse bir yaş civarı bu bağı kurulmalıdır” diye konuştu.
Kitap okumak mı hikâye anlatmak mı daha yararlı olabilir?
Çocuğa kitap okumanın ve hikâye anlatmanın yerinin ayrı ve önemli olduğunu ifade eden Elif Konar Özkan, şunları söyledi:
“Hikâye ve masal anlatmak ve dinlemek, farklı yolakların çalışmasını, hayal gücü kullanımını gerektirdiği ve sözcük dağarcığını geliştirdiği için küçük yaşlardan itibaren ihmal edilmemesi gereken bir faaliyettir. Hikâye ve masalların alternatif gerçeklik etkisiyle beyni ve ayna nöronları etkilediği pek çok uzman tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Hikâyeler, ‘bilgi aktarımı, normları dayatma ve aykırı değerleri kontrol etme’ açısından önemlidir. Masallar ise ahlaki değer ve gelenek aktarımını sağlamaktadır. Ayrıca vücut dili, ses, hayal gücü göstergeleri beyinde gerçek yaşantılarla ve hayali tecrübelerde aynı tepkiyle karşılanmaktadır. Dolayısıyla erken yaştan itibaren dinleme becerileri çocuğun tecrübe hanesini zenginleştirecektir.”
Beyin gelişimine de katkılar sağlıyor
Hikâye ve masalların tedavi edici, iyileştirici, terapötik bir yönü olduğunun da bilindiğini belirten Elif Konar Özkan, “Beyin için hikâyeler/masallar, yaşamsal tehditlere karşı savunma tepkileri hazırlar; bilişsel esneklik kazandırır. Bunlar adeta insanoğlu için hayatta kalma stratejileri ve kendini koruma davranışı egzersizleridir. Tabii anlatımda da tıpkı kitap seçiminde ve okumada olduğu gibi dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Anlatımda tüm duyuları harekete geçirecek şekilde anlatmak; canlı tanımlamalar, betimlemeler ve çağrışıma açık ifadeler kullanılması etkili olacaktır. Ayna nöronların tetiklenmesi hâlinde hikâye dinleyen, anlatan gibi hikâyenin/masalın içine girer; dinleyen için anlatının etkisi temsili özdeşim kurma açısından önemlidir. Kitap okumada dil ve söyleyiş ilkelerine uygun okumaya dikkat edilmelidir. Doğru telaffuz ile dinleyeceği kitaplar çocuğun hem günlük yaşam becerilerine hem de akademik başarısına katkıda bulunacaktır” diye konuştu.
“Aileler ve eğitimciler, çocuklara sık sık hikâye, masal, mesel, anekdot anlatmalı ve sesli kitap okumalıdır” diyen Elif Konar Özkan, “Çocukların yaşına, yeteneklerine, ilgilerine, ihtiyaçlarına, gelişim özeliklerine uygun kişisel kitaplık/kütüphane oluşturmak, il/ilçe halk kütüphanelerine üyelik, okuma alışkanlığı oluşturulması için iyi olacaktır. Çocukların harçlıklarının bir kısmını kitaplara, dergilere harcamak konusunda rehberlik edilmelidir. Çocukla birlikte geçirilen vaktin bir süresi okumaya ayrılmalıdır. Çocuklarla okunan kitaplar hakkında konuşulmalı, sohbet edilmelidir” dedi.
Çocuğa çizgi film izletmek mi kitap okumak mı daha yararlıdır?
Kitap okumanın gelişim alanları açısından daha öncelikli olduğunun altını çizen Elif Konar Özkan, şu tavsiyelerde bulundu:
“Televizyon izleme ve ekranla ilişkinin sınırlandırılması özellikle erken dönemler için dikkat edilmesi gereken hususlardandır. Televizyon ve ekranın her türlüsünün bakıcı gibi kullanılmaması mühimdir. Çocuklarla ilgili alanlarda çalışan pek çok uzman (psikolog, pedagog, çocuk gelişimci, psikolojik danışman vb.), özellikle erken çocukluk döneminde, çocuğun ekranın her türlüsünden uzak tutulmasını tavsiye etmektedir. Ekran, çocuğun hareket ve oyun imkânını kısıtlamakta, hayal gücünü ve dilini kullanmasına ket vurmaktadır.
Çocuklara uygun deneyimleri destekleyerek, çocuğa iyi bir televizyon izleyicisi ve ekran kullanıcısı olarak model olmak gerekmektedir. Çocuğu televizyon veya ekranla tek başına bırakmak olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Çizgi film izlemede de tıpkı kitap seçiminde olduğu gibi çocuğun kişilik ve gelişim özelliklerine uygun seçimler yapmak önemlidir. Ekranın karşısında çocukla birlikte olmak ve seyredilenlere dair konuşmak, sohbet etmek, soru sormak ve çocuğun sorularına cevap vermek yerinde olacaktır. Erken çocukluk dönemlerinden itibaren çocuğa bilinçli ve eleştirebilen bir bakış açısı kazandırabilmek için model olmak şarttır. Aileler ve eğitimciler hem kendileri medya okuryazarlığı konusunda bilinçlenmeli hem de çocuklara bu konuda rehberlik etmelidir.”
Çocuğa kitabın değerini hissettirmek önemli
Öğretim Görevlisi Elif Konar Özkan, çocuk yayınları konusunda öncelikle çocuğu tanımak gerektiğini belirterek “Mutlaka nitelikli çocuk edebiyatı ve çocuklara yönelik diğer yayınları seçmek; okuma, anlatma, canlandırma, kukla gibi çocuğa uygun ve etkili yöntemleri seçerek uygulamak önemlidir. Nitelikli örneklerle arşiv oluşturmak, kitabın çocuğa hediye edilebilecek değerde olduğunu hissettirmek, çocuğun gelişimini desteklemek ve çocuğun hayatını anlamlandıracak bir okuryazar olarak yetiştirilmesi açısından dikkate alınmalıdır” diye konuştu.