İstinye Üniversitesi’nin (İSÜ) düzenlediği ‘Uzaktan Eğitim Sempozyumu’nda pandemiyle birlikte 2020’nin Mart ayından beri gündemimizde olan uzaktan eğitim tüm yönleriyle tartışıldı. Çevrimiçi olarak gerçekleştirilen etkinlikte, alanında uzman isimler konuşmacı olarak yer aldı. Sempozyumda uzaktan eğitimde geçen bir yıl değerlendirilirken, yaşanan sorulara çözümler ve uzaktan eğitimin nasıl daha etkileşimli hale getirilebileceği konuşuldu. Akademisyenlere göre, uzaktan eğitimde ders işlenirken normal sınıfta ders anlatır gibi anlatılmamalı. Derste görsel ve işitsel materyallere de yer verilerek, dersler daha etkileşimli bir hale getirilmeli. Uzmanlara göre, “Bu dönemde her öğretmen ve akademisyen biraz ‘Youtuber’ olmalı”. Uzaktan eğitimde öğrenci motivasyonun önemine de değinen akademisyenler, “Öğrenci motivasyonu kaliteli eğitimin yakıtıdır” diyerek öğrenci motivasyonunu arttırmaya dair ipuçları da verdi.
“Uzaktan eğitim artık hep hayatımızda olacak”
Etkinliğin açılışında konuşan İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Karaöz, pandemiden sonra da uzaktan eğitimin hayatımızda var olacağını belirterek, şunları söyledi:
“Uzaktan eğitim hayatımıza çıkmamak üzere girdi. Pandemi bittikten sonra da yüzde 30 oranında uzaktan eğitimin argümanlarını kullanarak devam edeceğiz. Ancak tabi ki eğitim süreçlerini bir monitöre bağlı tamamlamak kolay değil. Artık uzaktan eğitim modelinin akademinin bir parçası olduğunu kabul etsek bile, yüz yüze iletişimi hiçbir zaman göz ardı etmeyeceğiz. Düzenlediğimiz sempozyumla birlikte; uzaktan eğitim metodolojisinin birinci yılında farklı üniversitelerden de akademisyenlerin, sektör temsilcilerinin ve uzmanların katıldığı bir tartışma platformu yarattık. Katılan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.”
Bu süreçte değerli kazanımların da elde edildiğini belirten İSÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Peyami Çelikcan, “Üniversiteler uzaktan eğitime geçeli tam bir yılı doldurduk. Eğitim faaliyetlerini aksatmamak için herkes büyük çaba gösterdi ve çözümler üretti. Tedirgin başladığımız süreçte epey mesafe kaydettiğimizi söyleyebiliriz. Pek çok yeni yeterlilikler kazandık. Yükseköğrenimin alacağı biçim bakımından çok değerli kazanımlar elde ettik” dedi.
‘’Öğrenciler derse katılımlarının önemli olduğunu bilmeli’’
İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Çaya’nın eğitim sosyolojisi açısından uzaktan eğitimi değerlendirdiği oturumda söz alan Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Alper Tolga Kumtepe, ‘’Geri bildirimin çok daha gerekli olduğu bir dönemden geçiyoruz. Öğrenci motive olabilmek için kendi katılımının ders açısından önemli olduğu mesajını almalı’’ sözleriyle öğrencilerin derslere aktif katılımın yaratacağı farklara değindi. Prof. Dr. Soner Yıldırım ve Doç. Dr. Sedat Gümüş’ün uzaktan eğitim yöntemleri ile bu süreçte teknolojinin etkin kullanıma ilişkin yöntemleri değerlendirdikleri sempozyumda; MEF Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özcan, yüksek öğretimde çevrim içi uygulama eğitim modelleri hakkındaki deneyimlerini dinleyicilerle paylaştı.
“İlgi çekici ders içerikleri oluşturulmalı”
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Hakan Aydın, uzaktan eğitimde dersin görsel ve işitsel materyallerle desteklenmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Eğitim karşılıklı olarak gerçekleşen bir paylaşım işidir. Nasıl ölçüleceğinin ve öğrencilere kazandıracağı temel yeterlilerin iyi araştırılması lazım. Bu doğrultuda hangi eğitim materyallerinin nasıl hazırlanması nelerin kullanılacağı da çok önemli. Bir diğer etken ise öğrenci sayısı ve erişim de çok önemli. Online konferanslarda bilgi vermek eğitim değildir. Etkileşim çok önemli. Bu noktada biz eğitimcilere düşen önemli sorumluluklar var. Görsel ve işitsel materyalleri ders notlarımızda daha sık kullanmalıyız. Uzaktan eğitim başlı başına dikkat dağıtıcı bir durumken bizler ilgi çekici ders içerikleri oluşturmalı ve çok uzun videolar yapmamalıyız. Bu dönemde her akademisyen biraz ‘Youtuber’ olmalıdır.”
‘’Beklenti oluşturan içerikler oluşturmalıyız’’
İstinye Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Fahri Erenel’in ‘’Ekranda konsantre olma süreleri kısalıyor, dolayısıyla beklenti oluşturan içerikler oluşturmalıyız’’ sözleriyle ders tasarımının önemini anlattığı oturumda; uzaktan dil öğretiminde dikkat edilmesi gerekenleri İstinye Üniversitesi Yabancı Diller Bölüm Başkanı Özlem Salı, uzaktan eğitim sürecinde engelli öğrencilerin yaşadıkları avantaj ve dezavantajları ise İstinye Üniversitesi Engelsiz Öğrenci Birimi’nden Gülşah Şaştım dile getirdi. İstinye Üniversite Öğretim Üyesi Suat Eren Özyiğit’in moderatörlüğünü yaptığı Erişilebilirlik ve Altyapı Sorunları-Çözümleri Oturumunda; Perculus temsilcisi Cem Atacık, Blackboard temsilcisi Mustafa Güçlü ve İSÜ UZEM’den Muammer Demirci uzaktan eğitim platformları hakkında bilgi verdi.
“Öğrenci motivasyonu kaliteli eğitimin yakıtıdır”
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Kızıltepe, uzaktan eğitimde öğrenci motivasyonunun çok önemli olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
“Öğrenci motivasyonu kaliteli eğitimin yakıtıdır. Çünkü derse olan ilgiyi sıcak tutmak öğrenmeyi sürekli kılar. Akademisyenlerin yahut her eğitim biriminde öğreticilerin kendi öğrenci kitlelerine beklentilerine karşılık verebilmesi çok önemli. İşin diğer tarafından bakacak olursak da her öğrencide kendi içinde bir motivasyon kaynağı bulmalı. Bu doğrultuda içsel güdülenme de çok önemli. Tüm bu bileşenler uzaktan eğitim konusunda göz önüne alındığında en önemli belirleyici derse ulaşımın kolay olması oluyor. Kendi iç motivasyonlarını sağlamış öğreten ve öğrenci için üçüncü saç ayağı ise nitelikli bir içerik. Uzaktan eğitimde öğrenci izole kalıyor ve kendini izole hissediyor. Öğreticilerin bir diğer görevi de doğru diyalog yollarını bulmak.”
“Öğretmenlerin değeri bir kez daha anlaşıldı”
İstinye Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü Başkanı Doç. Dr. Aybike Serttaş’ın moderatörlüğünde gerçekleşen Medya ve Uzaktan Eğitim Seminerinde söz alan Sabah Gazetesi Eğitim Editörü Ceyda Karaaslan, gazeteci gözüyle uzaktan eğitim sürecini değerlendirirken şunları söyledi:“Bu konunun uzmanı olarak değil, bu süreci takip eden gazeteci olarak süreçle ilgili şunları söyleyebilirim: Öğrencilerin kendi öğrenmeleri konusunda sorumluluk almaya başladığını görüyorum. Bu dönemde velilerin ve ebeveynlerin eğitim sürecine katılımı da çok arttı. Bir nevi öğretmenlerin yerlerini aldılar. Bence bu uzun vadede daha mutlu bir eğitim hayatının, çocukların daha sağlıklı tercihler yapabileceği sürecin başlangıcı olabilir diye düşünüyorum. Özellikle meslek liseleriyle sektör çok ciddi iş birliklerine imza attı. Çok kısa sürede çok fazla üretim yapmaya başladılar. Diğer yandan; öğrenciler öğretmenlerini çok özledi, bu süreçte öğretmenlerin/akademisyenlerin değerini bir kez daha anladılar.” Sempozyumda yaptığı konuşmada; yüz yüze de olsa online da olsa eğitimin nitelikli yaşam için gerekli olduğunu söyleyen eğitim danışmanı Cihat Şener, toplum olarak bilinç seviyemizi yükseltmemizde herkesin üstüne görevler düştüğünü söyledi.
NTV Doğru Tercih programı sunucusu Sadık Gültekin, yaptığı konuşmada Z kuşağının teknolojinin, sosyal medyanın göbeğine doğan bir nesil olduğunu belirtti. Bu sürece herkesin uyum sağladığını ancak Z kuşağının da zorlandığını belirten Gültekin, “Burada da bir motivasyon sorunu var. Online eğitim süreçlerine olan ilgiyi arttırmak öğreticilere düşüyor.” dedi.