VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “Ekber Şah”, Asya İslam tarihine yön veren imparatoru ve bölge tarihini iç içe geçirerek anlatıyor. Wisconsin Üniversitesi öğretim üyesi André Wink tarafından kaleme alınan kitapta, 14 yaşında tahta çıkan ve Babür İmparatorluğu’na neredeyse yarım yüzyıl boyunca altın çağ yaşatan Ekber Şah’ın tüm ayrıntılarıyla biyografisi sunuluyor.
Türkçe çevirisini Uğur Gezen’in yaptığı kitap, tarihin seyrine yön veren hükümdarı yakından tanımak isteyen ve dünya tarihine ilgi duyan herkese hitap ediyor.
14 yaşında tahta çıktı
1542 ile 1605 yılları arasında yaşayan Celâleddin Ekber, Hindistan’daki Bâbürlü hanedanının üçüncü hükümdarıydı. Onun döneminde Babürlüler görkemli bir yükseliş devri yaşadı. Ekber çok küçük yaşlardan itibaren iyi eğitim gördü; askeri dersler aldı, topçulukta uzmanlaştı. Dokuz yaşında hanedanlığın yönetiminde aktif rol üstlenen Ekber, ilk seferine çıktığında 13, tahta çıktığında ise 14 yaşındaydı. Wink kitapta, “10 Mart 1556 tarihinde başkent Lahor’a bağlı Kalanaur kasabasında Bâbürlü tahtına çıkması, Hint-Müslüman tarihinde birçok yönden emsalsiz ya da en azından hiç alışılmamış bir hükümdarlığın başlangıcıydı” diyor.
Savaş meselelerinde en önde
Ekber, hükümdarlığı süresince örnek davranışlar sergileyerek tüm büyük Bâbürlü kurumlarının asıl mimarı oldu. Gösterişsiz giyinir, dünyevi olana aldırış etmezdi. Hanlar ve savaş meydanlarında askerler arasında tebdil-i kıyafet dolaşan Ekber için Wink, “Savaş meselelerinde en önde gelirdi, hükümet meselelerinde pek marifetliydi, tüm kanunları anlar ve tartışırdı. Tüm mekanik maharetlerden keyif alır ve sık sık elleriyle uğraşırdı. Bazen işçilerin yanında taş ocağında çalışırdı. Ekber her işte marifetliydi, dantela yapıcılar gibi kurdele yapardı, törpü yapardı, biçerdi, çok çalışırdı…” sözlerini kaydediyor.
Fiziksel özellikleri
Wink kitapta, Ekber Şah’ın fiziksel özelliklerini de aktarıyor: Dönemin standartlarına göre orta boylu olduğunu belirtirken, Ekber’in, geniş göğsü ve omuzları, biniciliğe uygun geniş ve eğri bacakları ile uzun kolları hakkında ayrıntı paylaşıyor. Wink, şöyle devam ediyor: “Yapılıydı, çok zayıf ya da şişman değildi, güçlü kuvvetli, zinde ve sıhhatliydi. Fiziksel olarak zinde ve gayretli bir sporcu olan Ekber, fevkalâde gücü ve cesaretiyle meşhurdu… Çehresinin saltanat itibarını yansıttığı ve hükümdarlığını ilk bakışta belli ettiği hususunda tüm kaynaklar hemfikirdir. Yüz ifadesi dingin ve açıktı, yine de öfkelendiğinde dehşet verici bir heybet doluydu.”
Zalimliğe karşı ve adil
Ekber Şah, işlenmiş tarlaların, civardan geçen imparatorluk askerleri tarafından çiğnenmemesi için görevliler tarafından korunmasını emretti. Dahası, verilen zararın karşılanması kuralını getirdi.Wink, onun örnek ve adil davranışlar sergileyen bir lider olduğunu söylüyor ve şunları anlatıyor: “Ekber bazen örnek teşkil ederek, bazen düzenleme yaparak ya da gerekli olduğunda en sert askeri disiplini uygulayarak her türden zalimce davranışı engellemeyi hedefledi. ‘Avlanmaya aşırı düşkünlüğü’, ‘aralıksız oyun oynamayı’, ‘gece gündüz sarhoşluğu’ ve ‘sürekli kadınlarla münasebette olmayı’ da önlemeye çalışacaktı. Laubaliliğin ve öfkenin ‘aklın kısıtlaması altında’ olması gerektiğinde ısrarcıydı.”
Bir tarihsel serüven
Wink kitapta, Ekber Şah'ın içine doğduğu dünyayı ustalıkla tasvir ederken bölgesel gelişmeleri sıralıyor, yaşanan taht mücadeleleri ve savaşlarla Babür İmparatorluğu’nun tarihsel serüvenini aydınlatıyor. Kapsamlı Ekber Şah biyografisi sunan kitap, hükümdarın çocukluğunu, davranışlarını, ilişkilerini, amaçlarını ve hayat görüşünü detaylı anlatımıyla ön plana çıkıyor.