Uluslararası Antalya Film Festivali’nde kortejin ardından Expo 2016 Antalya Kongre Merkezi’nde düzenlenen programla Onur Ödülleri sahiplerine verildi. Ödül töreninde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, festivalin yenilenmiş yüzüyle daha büyük ideallere yelken açtığını vurguladı. Bu yıl festival kapsamında 6 bin çocuğun sinemanın ışığı ile tanışacağını kaydeden Başkan Türel, "Festivalin ufkunu ve çıtasını yükseltmeyi hedefliyoruz. 2006 yılında Uluslar arası kategori için ilk adımı atmıştık. Bugünkü kortejde de Antalyalılar Uluslar arası hedeflerine sahip çıktığını bir kez daha gösterdi. Korteji tarihinde görülmemiş insan sayısı kadar vatandaşımız izledi. Antalyalıları gönülden kutluyorum" dedi.
Türk sinemasını uluslararası yarışmayla desteklemeye devam ettiğini vurgulayan Türel, “Antalya’yı sinema endüstrisinin merkezlerinden, en iyilerinden biri yapmak istiyoruz. Festivalimizi şampiyonlar ligine taşımak istiyoruz. Bu konuda Film Forum çok önemli hale gelmiştir. Foruma 205 başvuru oldu ve 48 film finale kaldı. Türkiye’de 30’a yakın film festivali yapılmaktadır. Biz festivalimizi uluslararası alanda daha güçlü yapmaya karar verdik. Türkiye’nin saygın ve uluslararası bir festivali hak ettiğini düşünüyoruz. Bizde Antalya Film Festivali olarak Uluslar arası kulvarda daha güçlü bir şekilde yarışacağız" dedi.
Türel’in konuşmasının ardından ’Onur Ödülleri’ sahiplerine verildi. Sinemanın emektarlarından Erkan Aktaş, ödülünü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Erkin Yılmaz’ın elinden aldı. Ödülünü alan Yılmaz, “Emek verdim, gurur kaynağı oldu. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
“YEŞİLÇAM BİZDEN KORKUYOR SANIRIM”
Türk sinemasının vamp karakterleriyle tanınan sanatçısı Suzan Avcı’ya ödülünü yönetmen İsmail Güneş takdim etti. Avcı, “Antalyalılar çok uzun zaman oldu gelmeyeli, hepinizi çok özledim. Bu kez geldim. Çok güzel hediye alıyorum. 55 sene çalıştım, 367 film yapmışım. Eee artık emekli olduk. Bizi almıyorlar Yeşilçamlılar, maalasef almıyorlar. Korkuyorlar sanırım bizden” diye konuştu.
Ünlü yönetmen Osman Sınav’a ödülünü, film yapımcısı yönetmen Birol Güven takdim etti. Ödülünü alan Sınav, “Beni onurlandırdığınız için çok teşekkürler. 54 yıldır festivalin sloganından hareketle Türk sinemasının baş rolünde olan festivali gururla omuzlarında taşıyan Antalyalıları kutluyorum. Türk sinemasından baş rolünden Antalya düşmeyecektir. Buna inanıyoruz. Festival daha iyi, daha büyük organizasyonlarda dünyada önemli bir yer alacak. Ona doğru destek vermekte bizim boynumuzun borcudur” dedi.
Gecede Onur Ödülü alan sinema oyuncusu Necla Nazır’a ise ödülünü festivalin jüri üyesi Fadik Sevin Atasoy verdi. Nazır, “Çok özel, çok önemli, ödülü bana layık görenlere teşekkürler. Hayat boyu yaşam onur ödülünü ben vatanımız için canlarını gözlerini kırpmadan feda eden 15 Temmuz şehitleri ve tüm şehitlerimizin aziz hatıraları, arkalarında bıraktıkları yetim evlatları ve aileleri adına alıyorum” dedi.
SİNEMA ŞEHRİNİN ALTIN ANAHTARI AMERİKALI AKTRİS JULİETTE LEWİS’E VERİLDİ
Festival tarihinde ilk kez hayata geçirilen Sinema Şehrinin Altın Anahtarı ise, Amerikalı aktris Juliette Lewis’e Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından verildi. Türkçe ‘Merhaba’ diyen Lewis, ödül için teşekkür etti.
“YENİDEN GELECEĞİM”
Akademi Ödülü, SAG ve BAFTA ödülü sahibi, “Altın Küre”, “Tony” ve “Emy” ödülleri adayı Amerikalı ünlü sinema ve tiyatro oyuncusu Christopher Walken’a verildi. Walken’a ödülünü Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Hüseyin Yayman ve Vali Münir Karaloğlu takdim etti. Walken, ödüle layık görülmesinden duyduğu mutluluğu dile getirerek, “Çok güzel insanlarınız ve çok güzel yemekleriniz var. Eşimle yeniden geleceğim. Bu ödülü bana layık görenlere teşekkür ediyorum” dedi.
Dünya prömiyerini Antalya’da yapacak olan festivalin açılış filmi ‘Beni Bırakma’nın yönetmeni Bosnalı Aida Begiç ve oyuncular Suriyeli 8 mülteci çocuk sahneye çıkarak kalabalığı selamladı. Begiç, “Biz için çok büyük biran. Filmimiz ilk kez izleyici karşısına çıkıyor. Çocuklar filmi izlemediler. Size çok radikal bir şey söyleyeceğim. İnsanlar birlikte yaşayabilirler aynı dili konuşmasalar da. Biz birbirimizin dillerini konuşmuyoruz ama birbirimizi çok seviyoruz” dedi.
(İsa Akar-Suat Metin/İHA)