2001 yılında TEMA Vakfı öncülüğünde 1998´de başlatılan Kafkas Irkı Ana Arı Üretimi Projesi, kursunu başarı ile tamamlayarak 17 yıldır ana arı yetiştiriciliği yapan Gülbin evinin bahçesindeki ahşap barakayı laboratuvar, arı yetiştirme ve bal üretimi alanına çevirdi. Gürcistan sınırına 500 metre uzaklıktaki evin bahçesini bal üretim alanına çeviren Gülbin, kızı Filiz ile birlikte arıların bakımıyla uğraşıyor. Hayat okulunu bitirdiğini ifade eden Gülbin, "ana kız, ana arı yetiştirmek için günlük larva transferi yapıyoruz. Larvadan sonra gözle yumurta atıp atmadığını kontrol ediyoruz. Satışa hazır olan ana arıyı işaretliyoruz. Yeni doğan ana arıyı ayrı işaretliyoruz" diye konuştu.
“İKİ KATI DAHA VERİMLİ VE KALİTELİ"
Arıcılığın zor bir meslek olduğunu ancak severek yaptığını kaydeden Gülbin, yörenin arıcılık bakımından çok zengin olduğunu söyledi. Arıcılığın ciddi bir gelir kaynağı olduğuna dikkat çeken Gülbin, “Eskiden köy halkı bir araya geldiğinde hayvancılık konuşulurdu, şimdilerde ana arı üretimi konuşuluyor. Türkiye´nin birçok bölgesine, çevre köylere ana arı gönderiyoruz. Saf Kafkas arısı sadece bu bölgede var. Bunlar çok değerli arılar, üretilen bal, diğer arıların neredeyse iki katı daha verimli ve kaliteli" dedi.
Arıcılığın sabır isteyen bir meslek olduğunu ifade eden Gülbin, “Arıcılık sadece erkeklerin yapabileceği iş olmaktan çıktı. Kadın elinin arıcılığa daha yatkın olduğunu söyleyebilirim. Birçok kadın, benim gibi aile bütçesine katkı sağlayabilir" diye konuştu.
Camili Havzasında (UNESCO) İnsan ve Biyoküre Programı Ulusal Koordinasyon Konseyi kararı ile 29 Haziran 2005’de biyosfer rezervi ilan edilerek dünya biyosfer rezervleri ağına dahil edilen Camili Havzası, 25 bin 395 hektar alandan oluşuyor. Camili Biyosfer rezerv alanında 23’ü endemik 990 adet bitki türü yayılış gösteriyor. Aynı şekilde Borçka-Karagöl Tabiat Parkı’nda da 11’i endemik olmak üzere yüzlerce bitki türü bulunuyor.
(İHA)