Onlar, Mersin merkez ve Tarsus ilçesinin bahçelerinde çalışan tarım işçileri. Siirt, Şanlıurfa, Diyarbakır, Ağrı, Batman, Mardin gibi illerden Mersin’e göç etmişler yıllar önce. Bir bölümü Mersin merkezde bir bölümü Tarsus ilçesinde yaşıyor. Yaptıkları iş aynı, bahçelerde meyve toplamak. Haftanın 7 günü hiç tatil yapmadan çalışıyorlar. Çoğu evli ve ikiden fazla çocuğu var. İşe çok erken başlıyorlar. Çavuşları, mesai bitimini saat 14.00 olarak açıklasa da yevmiyeci kadınların ifadesi farklı. Onlara göre, ucu açık bir işte çalışıyorlar, kimi zaman saat 15.00’te kimi zaman 16.00’da kimi zaman 17.00’de işleri bitiyor. Sabah saat 06.00’da başladıkları işe gelmek için gece saat 03.30’da kalkıyorlar ve 04.30’da servise binip yola düşüyorlar. Kadınların çoğunun hayali öğretmen olmakmış ama koşullar buna izin vermemiş.
DÖRT ÇOCUKLU NEBAHAT AKÇA: “İŞİMİZ ÇOK ZOR, YEVMİYEMİZ İSE ÇOK AZ”
Tarsus merkeze 20 kilometre uzaklıktaki Cırbıklar Mahallesi’nde 600 dekarlık nektarin, şeftali ve erik bahçesinde nektarin toplayan, ayıklayıp sandıklara yerleştiren ve büyük bölümünü kadınların oluşturduğu işçiler, işlerini, hayallerini ve beklentilerini İHA muhabirine anlattılar. Mersin’in merkez Akdeniz ilçesi Yenipazar Mahallesi’nde yaşayan Nebahat Akça, aynı mahalleden 23 işçiyle birlikte her gün bahçelerde meyve topluyor. Nebahat Akça, ailesiyle birlikte iş için Siirt’in Pervari ilçesinden 7 yıl önce Mersin’e göç etmiş. Bahçelerde portakal, limon, şeftali, kiraz, üzüm ve mevsimine göre daha birçok meyve toplama işinde çalışan Akça, 6 yıldır bu işi yapıyor. Bugüne kadar hiç tatil yapmadığını söyleyen 4 çocuk annesi Akça, “Yaptığımız iş çok zor, toplamak da ayıklamak da zor. Sabah saat 06.00’da işe başlıyoruz, öğleden sonra 16.00-17.00 gibi bitiyor, saati belli olmuyor. Yevmiyem günlük 50 lira. Pazar günü dahil her gün çalışıyoruz. Evliyim, 4 çocuğum var, en büyüğü 12, en küçüğü 4 yaşında. Üçü okula gidiyor. Çocuklarıma bakacak kimse yok. Küçük olanlara büyük kardeşleri bakıyor. Her gün servis bizi alıyor ve yaklaşık 1,5 saat yol gidiyoruz. Kirada oturuyoruz. Durumumuz zor. İşimiz çok zor, yevmiyemiz ise çok az” dedi.
REYŞAN: “ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORDUM AMA ÇALIŞMAYA MECBURUM”
Reyşan Dündar 19 yaşında. Reyşan da 14 yaşından bu yana yani 5 yıldır bahçelerde meyve topluyor. İki annesi ve 15 kardeşi var Reyşan’ın. Yenipazar Mahallesi’nde yaşıyor. Ailesi, Reyşan 13 yaşındayken Siirt’in Pervari ilçesinden Mersin’e göç etmiş. Reyşan, neden Mersin’e geldiklerini ve hayallerini şöyle anlattı:
“İş için, çalışmak için Mersin’e geldik. Okulu bırakmak zorunda kaldım, çünkü biz çok kalabalık bir aileyiz ve çalışmam gerekiyordu. Benim iki annem ve 15 kardeşim var. Üç ağabeyimle birlikte 5 yıl önce bahçelerde meyve toplamaya başladık. Günlük 50 lira alıyorum buradan ama aldığım para ailemin geçimine yetmiyor. Buradan aldığım parayı eve veriyorum. Bazen 10-15 lirasını kendime ayırıyorum. O parayla kendime elbise, ayakkabı alıyorum. Burada çalışmasaydım okurdum. Ben aslında öğretmen olmak istiyordum ama çalışmaya mecburum.”
MİZGİN, 12 YAŞINDAN BU YANA MERSİN’DEKİ BAHÇELERDE MEYVE TOPLUYOR
Reyşan’ın en yakın arkadaşı, aynı mahallede oturduğu Kobanili Mizgin Usu 17 yaşında bir genç kız. Suriye’deki savaştan kaçarak 5 yıl önce Kobani’den Mersin’e gelmiş ailesiyle birlikte. Birkaç günlük kelime dışında hemen hemen hiç Türkçe bilmiyor. Mizgin’in 10 kardeşi var. Ülkesinde sadece iki yıl okula gidebilmiş. Meyve toplama işine o da 5 yıl önce başlamış. Arapça bilen bir başka işçi aracılığıyla kendisini anlatmaya çalışan Mizgin, “Suriye’deki savaştan kaçıp Türkiye’ye geldik ve 5 yıldır Mersin’de yaşıyoruz. 12 yaşımdan bu yana bahçelerde meyve topluyorum. Okumak istiyordum ama okuyamadım. Kardeşim küçüktü ve annem hastaydı okula gidemedim. Savaş olmasaydı, okuyabilseydim öğretmen olmak isterdim” diye konuştu.
İŞÇİ ELCİSİ AKAY, İŞÇİ BAŞINA 5 LİRA YEVMİYE ALIYOR
İşçilerin elcisi 37 yaşındaki Adnan Akay ise kendi sorumluluğundaki 24 işçinin çavuşluğunu yapıyor bahçelerde. Her gece saat 03.30’da kalkıp, servisle işçileri evlerinden topladığını belirten Akay, şunları söyledi: “Biz işçi başına 55 lira yevmiye alıyoruz. Bunun 50 lirasını işçilere veriyoruz, 5 lirası da bize kalıyor. Bizim işçilerimiz standart. Herkesin kendi işçisi belli zaten, yıllardır aynı işçilerle çalışıyorum, mahallelerden buluyorum onları. Sabah gün doğarken işe başlıyoruz, saat 14.00’te bırakıyoruz. Bir bahçedeki işimiz bitince başka bir bahçeye geçiyoruz. Aslında işimiz zor değil. Sabah erken başlarsak öğlen saat 13.00-13.00’da bırakırsak zor değil. Mesela sabah 05.00’te işe başlayacaksın, çünkü o meyve hale erken gitmezse satılmaz. Yıl boyunca hava aydınlandığı an işe başlamamız gerekiyor. Gece saat 03.30 kalkıyoruz, işçileri topluyoruz ve en son 04.30’da duraktan hareket edip mahalleden çıkıyoruz. Uzun bir yol geldikten sonra da hemen işe başlıyoruz.”
(Kıymet Gökçe / İHA)