İlçenin Sukenarı Mahallesi Çatak mevkiinde taziyeleri kabul eden acılı anne Ayşe Bülbül, oğlu Eren’i kelimelerle anlatmanın mümkün olmadığını ifade ederek "Eren’i ben anlatmakla bitirememe ki. Yoksul, garip çocuğumu nasıl anlatıyım. Benim Başbakan’dan ve bütün dünyadan istediğim Eren’inimin kanı yerde kalmasın" ifadelerini kullandı.
"Oğlum 'Şehit olup da geleceğim’ derdi"
"Benimle sürekli şehit olacağını konuşurdu" diyen anne Bülbül "İki tane kardeşi İstanbul’da askerlik yaptı. ’İstanbul’da askerlik mi olur ben Doğu’ya gideceğim’ derdi. Oğlum Doğu tehlikeli derdim, bana ’Olsun ben Doğu’da askerlik yapacağım. Şehit olup da geleceğim’ derdi" diyerek oğlunun şehitlik özlemini anlattı.
Olay günü Eren’in orada olduğunu bilmediğini kaydeden annen Bülbül "Eren amcası ile fındık topluyordu. Peşinden telefon geldi. ’Sizin orada silah atılıyor’ dediler. Ev köyün sonun benim orada niye silahlar atılıyor diye şüphelendim. Aradım Eren’imi telefonuna ulaşılamıyordu. Telefon çalışıyor ama kimse açmıyordu. Hemen anladım. Kara haber tez yayılır. Kimse demeden ben Eren’in öldüğünü anladım" diyerek oğlunun ölmünün içene doğduğunu söyledi.
"Vücudundaki bütün kan kapının önünde döküldü"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini telefonla aradığını ve baş sağlığı dilediğini belirten anne Bülbül "Allah razı olsun. Ona çok çok teşekkür ederim. Ondan dileğim oğlumun kapının önündeki kanı yerde kalmasın. Vücudundaki bütün kan kapının önünde döküldü" dedi.
Anne Ayşe Bülbül, olaydan yaklaşık 1 ay önce evin yanında bulunan başka bir evin kapısının zorlandığını duyduğunu da belirterek "Yetkililer geldi bunu ayı açmaya çalışmış dediler" şeklinde konuştu.
"Oğlumu da keşke yanımda yaylaya getirseydim" diyen acılı anne "Sözün bittiği yerdeyim. Çarşamba akşam saatlerinde oğlumu fındık toplaması için amcasına bıraktım Cuma günü kara haberi geldi. Hareketli çocuktu. Hayatı odun taşıma ile başladı. Bana çok yardımcı olurdu" ifadelerini kullandı.
(Gökmen Şahin - Ozan Köse /İHA)