Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ‘Barbar Modern Medeni’ isimli yeni kitabının tanıtımında yaptığı konuşmada, “Tarihe dikkat etmek lazım, 1958’de Avrupa’nın göbeğinde ’insanat bahçesi’ denen yüz karası teşhirlerin yapıldığını görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın dinamik bir yapı olan “medeniyet” kavramının asırlar boyunca geçirdiği değişimleri anlattığı yeni kitabı ‘Barbar Modern Medeni’ raflardaki yerini aldı. Medeniyet, barbarlık ve modernite arasında asırlar boyunca kurulan bağlantıları anlatan kitap için Beyoğlu Belediyesi, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın da katıldığı bir tanıtım toplantısı düzenledi. İstiklal Caddesi’nde bulunan Akademi Beyoğlu binasındaki toplantıya Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, sanat ve sinema dünyasından isimlerle kitapseverler katıldı. İbrahim Kalın yaklaşık 1 saat süren konuşmasında kitapta yer alan konuların ana başlıklarından bahsetti. Kalın daha sonra toplantı öncesi hediye edilen yaklaşık 100 kitabı da okurları için imzaladı.
“İNSANAT BAHÇESİ DENEN YÜZ KARASI TEŞHİRLER YAPILDI”
Yeni kitabı ‘Barbar Modern Medeni’ ile ilgili basın mensuplarına da açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Avrupalıların medeniyeti sömürgeciliğe kılıf olarak kullandıklarını ifade etti. Avrupa’nın başkentlerinde sömürge altında olan ülkelerden insanların, hayvanat bahçesine benzeyen ’insanat bahçeleri’nde sergilendiğini söyleyen Kalın konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“19. yüzyılda Avrupa sömürgeciliğini meşrulaştırmak için medeniyet kavramının çok yaygın bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Fransızlar buna ‘medeniyetleştirme misyonu’ demişlerdi. İngiltere’nin Hindistan’da, Fransa’nın Afrika’da, Belçika’nın yine Afrika’da ve başka yerlerde uyguladığı sömürge politikalarını, ’biz oralara medeniyet götürüyoruz’ iddiasıyla meşrulaştırmaya çalışmışlardı. Bunu biraz analiz etmeye çalışıyoruz kitapta. Bunlara çarpıcı örnek sömürge ülkeleri, sömürgeleştirdikleri toplumlardan Avrupa’ya insanları getirip büyük expolarda ve daha sonra da ‘insanat bahçeleri’ denen bir tür hayvanat bahçelerinde onları teşhir etmeleri. Özellikle 1840-1850’li yıllardan itibaren Avrupa’nın bütün başkentlerinde insanat bahçelerinin kurulduğunu görüyoruz. Afrika’dan, Filipinler’den, kutuplardan, Eskimolardan, Kongoluların, insanları kendi topraklarından koparıp Avrupa’nın başkentlerinde insanat bahçesi adını verdikleri mekanlarda sergilediklerini görüyoruz. İnsanat bahçelerinin son örneği 1958 yılında Brüksel’de açılıyor. Tarihe dikkat etmek lazım, 1958’de Avrupa’nın göbeğinde insanat bahçesi denen yüz karası teşhirlerin yapıldığını görüyoruz.”
“İSLAM DÜNYASI İSE SÖYLEYECEK SÖZÜNÜ ARIYOR”
İbrahim Kalın, ayrıca kitapta bazı soruları sorduklarını ve bu sorulara da çözüm yolları önerdiklerini söyledi. Batılı ülkelerin medeniyet hakkında söyleyecek sözlerinin tükenmek üzere olduğunu kaydeden Kalın, “Medeniyeti bu emperyalist, sömürgeci tonlarından kurtarıp kendimize ait bir medeniyet tasavvurunu nasıl inşa edebiliriz sorusunu sorduk kitapta. Bunun için de bizim varlık, bilgi, ahlak, estetik tasavvurumuzu, şehir anlayışımızı, insan anlayışımızı bir elden geçirmemiz gerekiyor. Kitapta biraz felsefi olarak bu konulara eğilmeye çalıştık. Özellikle insanın varlıkla barış içinde olması, kendisiyle barışık olması, bu dünyada barışı kurmanın temel ilkesidir dedik. Akıl ve erdeme dayalı bir medeniyette ancak bu ilkeler üzerine yükselebilir. Bugün baktığınız zaman Batı toplumları medeniyet hakkında söyleyecek sözlerini tüketmek üzereler. İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Bu arayışın istikameti ne olmalı, referansları ne olmalı, bu arayış nasıl ilerlemeli? Bu soruları da kitapta cevaplamaya çalıştık” dedi.
(Serdal Altıntepe/İHA)