www.emsalhaber.com

Tüp bebek tedavisinde ’sigara’ kararı

SAĞLIK

Tütün ve sigara kullanımını azaltmaya yönelik yapılan yeni düzenlemeyle birlikte, tüp bebek tedavisi ücretinin geri ödeme kapsamında karşılanabilmesi için anne ve baba adaylarına sigara kullanmama zorunluluğu getiriliyor.

Tütün ve sigara kullanımını azaltmaya yönelik yapılan yeni düzenlemeyle birlikte, tüp bebek tedavisi ücretinin geri ödeme kapsamında karşılanabilmesi için anne ve baba adaylarına sigara kullanmama zorunluluğu getiriliyor.

Tütün ve sigarayla mücadelede yeni adımlar atan düzenlemeler devam ederken tüp bebek tedavisinin devlet tarafından karşılanması için anne ve baba adaylarına sigara içmeme şartı getiriliyor. Hükümet tarafından geçtiğimiz Haziran ayında açıklanan Tütün Kontrollü Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak isteyenlere sigarayı bırakma zorunluluğu ele alındı. Tütün kullanımını engellemek ve hızla düşen gebelik oranlarını arttırmaya yönelik, evlenen çiftlerin sigarayı bırakması halinde, devlet tarafından geri ödemesi yapılan tüp bebek tedavisinde sigara kullanımının daha düşük seviyelere indirilmesi planlanıyor.

"SİGARA KULLANIMI GEBELİK ORANLARINI DÜŞÜRÜYOR”

Tüp bebek tedavisi olmak isteyen çiftlerin ekonomik nedenlerden dolayı bebek sahibi olamadığını belirten Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Tavmergen, "Tütün ürünlerinin kısıtlanması yönünde son haftalarda herkesin dikkatini çeken bir konu var. Bu konu içerisinde devlet sürekli düzenleme peşinde ve bu kapsamda tütün kullanmayan insanların tüp bebek tedavisinde geri ödeme kapsamından çıkarılmasına dair bir görüş var. Esasında bunun altına baktığımız zaman olayın ne kadar önemli bir konu olduğunu anlayabiliriz. Çünkü tütün üretiminin gebelik oranlarını düşürdüğünü ve hatta yarı yarıya düşürebildiğini yapılan çalışmalar bizlere göstermiştir. Şimdi Sağlık Bakanlığının işe el atmasıyla çiftler kolay yoldan çocuk sahibi olabilecek” dedi.

“KADINLARDA DNA KIRILMASINA NEDEN OLUYOR”

Sigara kullanımının ülkede hızla artması ve bu artışın kadınlarda gebe kalma oranını düşürdüğünün altını çizen Prof. Dr. Tavmergen, “Kadın bireylerin tütün ve sigara kullanması dahilinde de yumurtalık dolaşımında bozulmalar gözlemlenmiş, hatta günde 10-15 sigara tükettiği halde yaklaşık iki üç yıl önceden menopoza girdiği ortaya koyulmuştur. Bunun yanı sıra tütün ürünlerinin nikotin bazı verildiğinde kadının yumurtalık hücresinde DNA kırılmalarına sebep olduğu, bunun da bir embriyo meydana gelse bile iç tabakalarda azalmaya neden olduğunu çalışmalarımız bizlere göstermiştir” ifadelerini kullandı.

SİGARA İÇENLERDE GEBE KALMA ORANI YÜZDE 50 DÜŞÜYOR

Gebe olamama durumundan kadınlar kadar erkeklerinde sorumlu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tavmergen, “Erkeğin sigara içmesi, tütün ürünlerini kullanması yine erkeğin sperm hücrelerinde gerek hareketlilik gerek azalma konusunda düşmelere sebep olmaktadır. Ama bunun yanında spermle yumurtalıklarda bozulmaya ve bunların döllenmesini ve oluşacak embriyonun iyice yerleşmesini büyümesini engellemektedir. Çiftlerin sigara içmesi durumunda yüzde 50’lere varan gebelik sıkıntısı ortaya çıkabilir” diye konuştu.

"TÜP BEBEK TEDAVİSİ ÇİFTLERİN ÇABASINA BAĞLIDIR"

Tüp bebek tedavisinden sonuç almak için eşlerin yapması gerekenlere de değinen Tavmergen, şunları söyledi:

"Bir çiftin tüp bebek tedavisindeki en önemli faktörü kadının yaşıdır. Biz tabii ki de kadınların yaşlarını büyültüp küçültemiyoruz. Bizim yapacağımız tek şey kadının rahminde gebeliği engelleyen olayları çözümlemektir. Bunların yanı sıra kişilerin aşırı kahve tüketimi, aşırı kilolu olmak ya da aşırı zayıf olmak gibi sebepler var ama bunlar düzeltilebilir faktörlerdir. Bunlar düzeltildiği sırada kişi düzgün bir şekilde hamile kalabilir. Bunların yanı sıra tiroit kanseri gibi şeker metabolizması gibi problemler de düzeltilmelidir. Böylelikle gebe kalma potansiyeli artmaktadır.”

"KADINLAR VERİMLİ OLDUKLARI YAŞTA HAMİLE KALMALIDIR”

Kadınların iş hayatına başlamasıyla gebe kalma yaşlarını ertelendiğini beliren Prof. Dr. Tavmergen sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde de dünya ülkelerine paralel olarak iş hayatının, kariyer olaylarının en üst kısmında yer alması çocuk doğurma yaşında ötelemelere sebep oluyor. Halbuki unutulmamalıdır ki bir kadının en kıymetli doğurganlık yaşı 22 ile 32 yaşları arasındadır. Bilhassa 32 ve 35 yaşlarını geçtikten sonra gebe kalma potansiyeli giderek azalmaya başlamaktadır. Bu yüzden yeni evlenen genç çiftlerin, doğum için en yakın hastanelere müracaat etmeleri gerekmektedir.”

EVLİ OLMAYANLARA YUMURTA DONDURMA İMKANI

Sigaranın kişilerde yumurtalık ve sperm bozukluklarına yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Tavmergen, “Bunun dışında evli olmayan bayanlar için yumurtalık rezervlerinin azalması tespit edilebiliyor ise veyahut annesinde, teyzesinde erken menopoz riski var ise bu kişilerin daha dikkatli olması ve yumurtalık rezervlerinin düzenli kontrol edilmesi uygun olur. Böyle bir durum saptandığında yumurta dondurma operasyonu ile düzeltilebilir” dedi.

TÜP BEBEK İÇİN YILDA 200 BİN BAŞVURU

Tüp bebek tedavisine başvuruların arttığını ifade eden Prof. Dr. Erol Tavmergen, Türkiye’de yılda 200 bin kişinin tüp bebek uygulaması için hastanelere başvurduğunu ancak ekonomik ve sosyal koşullar nedeniyle yıllık yaklaşık 80 bin uygulama yapıldığını da sözlerine ekledi.

(Mihrap Düzöz - Halil Karahan - Tolga Tahçı/İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.