Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili ve CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Kürdistan’ın bir devlet olmadığını, Atatürk Havalimanı’nda Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağının asılmasıyla ilgili, “Referanduma yönelik bir manevra yapılmak istenmektedir” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Edirne ziyareti kapsamında partilileriyle bir araya geldi. Toplantı öncesi basın mensuplarının gündeme ilişkim sorularını yanıtlayan Hamzaçebi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin Türkiye temasları kapsamında, İstanbul Atatürk Havalimanı’nda ve Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ilk kez Irak Kürt Bölgesel Yönetimi bayrağının asılması ile ilgili düşüncelerini aktardı.
“REFERANDUMA YÖNELİK BİR MANEVRA YAPILMAK İSTENMEKTEDİR”
Hamzaçebi, Kuzey Kürdistan diye bir devlet olmadığını, özerk bir yapının bulunduğunu belirterek, “Bu kararı alan hükümete bunu sormak lazım. Bunu eleştiren muhalefet partilerine de bununla ilgili ciddi bir değerlendirme yapmak düşer. CHP’nin bu konuda yapacağı özel bir değerlendirme yoktur. Kuzey Kürdistan bir devlet değildir, özerk bir yapıdır. Bağımsızlığa kavuşmuş değildir. Anlıyorum ki havaalanında göndere çekilen bu bayrakla da referanduma yönelik bir manevra yapılmak istenmektedir. Bu manevra, milletimizin gözünden kaçmayacaktır” dedi.
“TSK’YI ELBETTE KİMSE RENCİDE ETMEMELİDİR”
Hamzaçebi, bir gazetecinin Hürriyet Gazetesi’nin ‘Karargâh rahatsız’ manşetine ilişkin sorduğu soruya ise Türk Silahlı Kuvvetleri’nin herkesin gözbebeği olduğunu hatırlatarak, “TSK da basınla haber yapma ihtiyacını duyabilir. Kamuoyu ile paylaşılan bu bilgileri gazeteciler kendi görüşleri çerçevesinde birtakım başlıklarla, manşetlerle kamuoyuna taşıyabilirler. Bunlar özgür gazeteciliğin gereğidir. Bir gazetenin manşetinden yola çıkarak bütün bir basını mahkûm etmek son derece yanlıştır. TSK’yı elbette kimse rencide etmemelidir. Ama böyle bir niyetle yola çıkan bir haberciliği ben görmüş değilim. Türkiye’de aylardır gazeteciler tutuklu. 150’yi aşkın gazeteci, bugün cezaevlerinde tutuklu bulunuyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarları aylardır tutuklu ve haklarında bir iddianame bile düzenlenmiş değil. Oysa bugünkü anayasamıza göre; herkes en kısa sürede tutukluluğunun sona erdirilmesini istemek ve yargı önüne çıkmayı talep etme hakkına sahiptir. Bu konuda ülkeyi yönetenlerin titizlenmesi daha doğru olacaktır” ifadelerini kullandı.
“DOĞRU SEÇENEK PARLAMENTER SİSTEMDİR”
16 Nisan 2017 günü insanların önüne 2 seçenek sunulacağını anlatan Hamzaçebi, “Birinci seçenek demokrasi ve özgürlükler, ikinci seçenek ise otoriter rejim, tek adam yönetimdir. Türkiye bu iki seçenekten birini seçmeye zorlanıyor. Türkiye’nin böyle bir seçeneğe, böyle bir referanduma ihtiyacı yoktu. Türkiye 141 yıldır parlamenter sitem deneyimine sahip bir ülke. Parlamenter sistemde sorun yaşanırsa çözüm parlamenter sistemi değiştirmek değil, sorunu parlamenter sistem içinde çözmektir. Vatandaşlarımıza doğru bilgi verilmiyor. Parlamenter sistem dar geliyor deniyor ancak Fransa hariç Avrupa’daki her ülke parlamenter sistem ile yönetiliyor. Doğru seçenek parlamenter sistemdir, özgürlüklerdir, demokrasidir. Bu bir memleket meselesidir, siyasi parti meselesi değil. Seçimlerde tuttuğumuz beğendiğimiz siyasi partilere oy vermeye devam edeceğiz ancak referanduma sunulan anayasa değişikliği konusu siyasi parti meselesi değildir. Memleketi düşünerek bu teklifin ülkeden neler götüreceğini düşünerek karar vermek lazım” dedi.
(Koray Ustabaşı /İHA)