Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Irak Başbakanı İbadi ile yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşme sonrasında düzenlenen ortak açıklamada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’ta yapılanması olan PKK’ya karşı Türkiye’nin her türlü dayanışma içinde ortak mücadele sürdürmeye hazır olduğunu söyledi.
“ŞU AN OLUMLU BİR NOKTAYA GELİYORUZ”Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin yaptığı gayri meşru referandum sonrası yaptırım kararları alındığını belirten ve Türkiye-İran-Irak tarafından atılan adımlar sonrasında olumlu bir noktaya gelindiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemizdeki hassasiyetler hepimizin malumudur. Heyetler arası görüşmelerimizi etraflıca ele aldık. Gerek siyasi, askeri, ekonomik, kültürel noktada bundan sonraki süreçte ne gibi adımlar atabiliriz bunları değerlendirdik. Özellikle son dönemde Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin almış olduğu gayri meşru referandum kararına yönelik üzüntümüz ortadaydı, buna karşı olan tavrımızın değişmediğini tekrar ifade ettik. Başından itibaren biz Irak’ta toprak bütünlüğünden olduğumuzu hep ifade ettik, bundan sonra da aynı şekilde ifade edeceğiz. Bunu kabullenmemiz mümkün değildir. Arada yapmış olduğumuz bazı uyarılara rağmen herhangi bir olumlu gelişme olmayınca da bazı yaptırım kararlarını almak durumunda kaldık. Türkiye-İran-Irak olarak yaptığımız görüşmelerle, attığımız adımlarla şu anda olumlu bir noktaya geliyoruz, geldiğimize inanıyorum. Şu anda Irak ile aramızdaki ticaret hacmi yaklaşık 9 milyar dolar. Temennimiz odur ki bunu çok daha iyi noktalara taşıyalım. Zira her yönüyle bizim komşuluklarımız, kardeşlik bağlarımız çok ileri. Aynı medeniyet değerlerini taşıyan iki ülkeyiz. Ne yazık ki, çok büyük darbeler yedi Irak. Özellikle Musul’un geldiği konum ortada. Kerkük öyle, Telafer öyle. Neredeyse Bağdat’a kadar DEAŞ denilen terör örgütü yıkarak gitti. Merkezi yönetim kararlı, attığı son adımlarla DEAŞ denilen terör örgütünden neredeyse ülkenin bütününü, yüzde 15-20’nin haricinde temizlemiş vaziyette. İnanıyorum ki, kalan DEAŞ terör örgütü de temizlenecektir. Bu durumu fırsat bilen PKK terör örgütünün de Irak’ta bir yapılanmasının olduğunu biliyoruz. Kandil gibi, Sincar gibi bu bölgelerde PKK’nın varlığı söz konusu. Bütün buralarda da bizler her türlü dayanışma içinde ortak mücadeleyi sürdürmeye Türkiye olarak varız. Temennim odur ki, Irak’taki tüm yıkımların olduğu bölgede buralar yeniden küllerinden ayağa kalksın. Bizler de ellerimizden gelen desteği vereceğiz. Bölgenin barışı, huzuru için atılması gereken adımları inşallah atacağız. Bildiğiniz gibi petrol boru hattının da çalıştırılması noktasında her türlü desteği vermeye hazırız. Kara noktasındaki kapılarla ilgili olarak görüşmeler devam ediyor. Her şey bir mutabakat içinde yürüyecektir. Merkezi yönetim endeksli olarak bu adımlar atılacaktır” diye konuştu.
“KÖKLÜ VE TARİHİ BAĞLARIN TEKRAR GÜÇLENMESİ İÇİN ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA HAZIRIZ”İkili ilişkilerin güçlendirilmesini önemsediklerinin altını çizen Irak Başbakanı İbadi, “Bizler maalesef istikrarsızlıktan yoksun, sıkıntıların yaşandığı bu coğrafyanın bir parçasıyız. Bu sıkıntıların aşılması için gerekli zaman geldi diye düşünüyoruz. Şüphesiz politikamızın bir parçası da terörle mücadeledir. Terörle mücadele konusunda etkin sonuç alabilmek için işbirliğini önemsiyoruz. DEAŞ terör örgütü çok sayıda vatandaşımızın hayatına kast ettiği gibi maalesef alt yapımızı da yıktı. Allah’a şükürler olsun Irak güvenlik güçleri ile DEAŞ’a karşı zafer kazanmayı başardık, Irak’ta bir hukuk devletinin gerektirdiği şekilde ağırlığımızı ortaya koyduk. Biz Irak toprakları içinde kendisine silah taşıma yetkisi verilmeyen hiçbir grubun gerek Iraklı olsun, gerekse Irak dışında olsun, topraklarımız üzerinde ilah sahibi olup faaliyet yapmasına müsaade edemeyiz. Irak Anayasası’na göre yasaların dışında silah sahibi olan her gruba karşı yasal mücadele verilir. Iraklı kardeşlerimiz Irak’ta büyük bir cesaretle savaştılar. Gençlerimiz içinde şu an anayasal anlamda da güvenlik statüsüne sahip olan Haşdi Şabi içeresinde savaş evlatlarımız da oldu. Bizim görevimiz Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlamak, bütün bölgeyi tehdit eden terör örgütlerine karşı mücadele etmektir. Maalesef Irak toplumunun diğer bileşenlerinin görüşleri dikkate alınmaksızın bir referandum girişiminde bulunuldu, tek taraflı şekilde yapıldı, buna karşı mücadelemizi yürüttük. Maalesef bazıları bu referandumda toprağımızı parçalamak, sınırları yeniden belirlemek ve güç kullanarak bu parçalanmayı gerçekleştirmek istedi. Bizler Irak’ı; mezhebi, dini, ırkı ne olursa olsun Irak Merkezi Federal Yönetimi olarak tüm Irak vatandaşlarını korumakla mükellefiz. Şu anda Irak güvenlik güçleri Saddam döneminde olduğu gibi Baas güçlerine benzememekte, onların yaptığı gibi halka baskı uygulamamakta, tek hedefi tüm Irak vatandaşlarını korumak ve güvenliğini tesis etmektir. Biz Irak güvenlik güçlerine net talimatlar verdik, ‘vatandaşlara karşı silah kullanmayacaksınız, kan akıtılmaması konusunda hassasiyet göstereceksiniz.’ Allah’a şükürler olsun bir mücadeleden sonra Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin, toplumun tüm bileşenlerinin desteği ile Irak güvenlik güçleri zaferi elde ederek, bütün Irak toprakları üzerinde yasaların teşmil edecek özelliğine kavuşmasını sağladılar. Tüm bölgede istikrarın sağlanması konusunda üzerimizde büyük bir sorumluluk var. Bir projemiz var, tamamıyla bölgede istikrarın sağlanması, bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlayacak adımların atılması. Ortak çıkarlar bağlamında ikili ilişkilerin güçlü şekilde devam etmesini önemsiyoruz, hiçbir ülkenin içişlerine şahsi çıkarlar bağlamında müdahale edilmesini de kabul etmiyoruz. Bizden umut bekleyen gençlerimize umut kaynağı olmalıyız. Gençlerimiz bu umudu kaybettikleri zaman teröre ve istenmeyen yollara bulaşıyorlar. Bölgemizde toplumlarımızın yüzde 60’ını oluşturan gençlere iş alanları oluşturarak yanlarında olmalıyız ve gençlerimizi kazanmalıyız. Artık bu ülkenin işbirliği ile yeniden kalkınması, dünyanın kaderini değiştirecek olaylarda söz sahibi olabilmesi, bölgenin kalkınmasında söz sahibi olabilmesi için zamanın geldiğine inanıyorum. O teröristler maalesef bizim dinimize, İslam’a çok büyük zararlar verdiler, işbirliği ile gerektiği şekilde üzerimize düşeni yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanı, sadece yönetimler düzeyinde değil, halklar arasındaki köklü ve tarihi bağların tekrar güçlenmesi için üzerimize düşeni yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.
(Derya Yetim/İHA)