Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atlantik Konseyi İstanbul 2017 Zirvesi’nde yaptığı konuşmanın ardından soruları cevapladı. Fırat Kalkanı ve bölgedeki gelişmeler hakkında sorulan soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hedefi sadece DEAŞ’a mı kilitleyeceğiz. Yoksa tüm terör örgütlerine mi? Sadece DEAŞ’e kilitlersek yanılırız. Bir terör örgütünü yok ederken, diğer taraftan diğer terör örgütlerine orada güçlendirmiş oluruz. Çünkü onlara ne yazık ki silah yardımları geliyor. Onlara gelen silah yardımlarını DEAŞ’la paylaşıyor. Elimizde bütün bilgiler belgeler var. Bunu Sayın Trump’a anlatmam lazım. Sayın Obama döneminde bunlar oldu. Anlatmama rağmen kendisini ikna edemedim. Temennim o ki Sayın Trump’a bunları anlatırım. Birlikte çaresini buluruz. Biz bir terör örgütüyle bir başka terör örgütü vasıtasıyla mücadele etmemeliyiz. Bakın Cerablus’ta DEAŞ’ı attık. YPG ile PYD ile atmadık. ÖSO’yla beraber dayanışma içerisinde Cerablus’tan DEAŞ’ı attık. İki önemi yer kaldı bir tanesi Münbiç. Münbiç Arapların toprağıdır. YPG ve PYD’nin değil. Ama buradan Araplar boşaltıldı. PYD ve YPG yerleşti. Biz bunları Fırat’ın doğusuna gönderin dedik. Söz verdiler doğusuna göndereceğiz diye. Ne yazık ki göndermediler. Bunlar hala orada duruyor. Bizim Münbiç’i onlardan temizlememiz lazım. Sonra asıl merkez neresidir? Rakka. Rakka’da bugün DEAŞ’lı olarak 2 bin 500 ile 5 bin arasında teröristin olduğu tespit edildi. Başını ABD’nin çektiği koalisyon güçleri ile Türkiye, ÖSO, hep birlikte temizleriz. Bizim için zor bir şey değil. Eğer biz bunu başaramıyorsak biz niye varız, olmayalım, başaracağımızı ümit ediyoruz. Gelin bu işi beraber halledelim. Terör örgütlerini birlikte temizleyelim" diye konuştu.
Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik ilişkileri de değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İki ülke arasındaki ticaret hacmini düşük buluyorum. Yükselmemiz lazım. En önemli kalem de savunma sanayi" dedi.
Referandumla ilgili bir soruya ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Referandumla ilgili etkinin Türkiye’ye samimi bakışta bulunan girişimciler açısından yeni bir dönemin başladığı, Türkiye’nin güvenli bir liman olarak görülmesi bu seçim neticesinin nereye vardığını gösteriyor. ABD’de seçimlere bakarsanız yüzde 51-52 neticeler görürsünüz. Bu neticeyle seçim kazandı Sayın Trump, sistem gereği Clinton’dan daha az oy alarak kazandı. Ne oldu? Birileri sokaklara döküldü, bağırdılar yaktılar, aslolan duruştur. Sayın Trump duruşunu gösterdi. Şu anda yönetimi devam ediyor. Sandıkta çıkan senatör sayısı sistemden dolayı odur. 100’e yakın bir farkla seçim kazanmıştır. Bizim sistemimizde böyle bir durum yok. Bizim sistemimizde sandıktan en fazla oyu yüzde 51.4’le evet diyenler kazanmıştır. Diğeri yüzde 48,6 almıştır. Bu şu demek değildir. Evet diyenler hayır diyenleri dışlayacak, görmezden gelecek. Böyle bir şey yok. Onlar da benim ülkemin insanlarıdır. Biz hizmeti ülkemizin dört bir yanına veriyoruz. Birçok yatırım yaptık. Temiz enerji dediğiniz zaman bunu en ideal şekilde yapan ülkelerden biri haline geldik. Türkiye’de yaptırım yapmanın önünde engel yoktur. Kim bir engel var diyorsa Cumhurbaşkanı olarak kapım açık. Ülkemde dinamik bir iç yatırımcı portföyü var. Dışarıda yapılan yalan yanlış kampanyalara kimse kulak asmasın. Bu kampanyaları yapanlara sesleniyorum. Siz önce teröristleri ülkenizde saklamaktan, gizlemekten vazgeçin. Özellikle Avrupa. Bunlardan vazgeçin. Tamam ’Hayır’ kampanyasına destek verdiniz kaybettiniz bundan sonra o defteri kapatın. Türkiye ile münasebetlerinizi nasıl geliştireceksiniz ona bakın. O kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz şimdi onları görelim" yanıtını verdi.
(Doğancan Cesur - İsmail Coşkun/İHA)