www.emsalhaber.com

AK Parti’nin referandum kampanyası tanıtıldı

POLİTİKA

Başbakan Binali Yıldırım, "Bizde kutuplaşma, ayrıştırma yok. Biz dilden değil, gönülden ‘evet’ istiyoruz. Biliyorsunuz ki milletimiz aklıyla, diliyle, mührüyle olduğu kadar kalbiyle de ‘evet’ diyecek" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, "Bizde kutuplaşma, ayrıştırma yok. Biz dilden değil, gönülden ‘evet’ istiyoruz. Biliyorsunuz ki milletimiz aklıyla, diliyle, mührüyle olduğu kadar kalbiyle de ‘evet’ diyecek" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oylaması tanıtım kampanyasının detaylarını Ankara Arena Spor Salonu’nda açıkladı. Yıldırım, "16 yıllık bu yolculuğumuz içinde bize her daim ’hayır’ diyenler oldu. Siz ’hayır’ siyaset yapamazsınız dediler. Biz evet yaparız dedik. Hayır, Recep Tayyip Erdoğan milletvekili olamaz. Muhtar bile olamaz dediler. Millet evet olacak dedi. Recep Tayyip Erdoğan’ı milletvekili de yaptı başbakan da yaptı. Onlar her reformda hayır dediler. Biz her seferinde evet dedik yolumuza devam ettik. 2007 yılında hayır siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz. Biz seçeriz dedik. Millete gittik. Milletimiz ne dedi. Evet dedi ve cumhurbaşkanını seçti. Hayır, millet cumhurbaşkanı seçemez dediler. Biz seçeriz dedik milletimiz evet dedi cumhurbaşkanını bizzat millet kendi evet oylarıyla seçti. Gezi olayları bir provokasyondur dedik. Hayır dediler. Biz evet dedik. 17-25 Aralık kumpastır dedik. Hayır dediler. Biz evet dedik. 15 Temmuz’a ülkeyi işgale geldiler. Meclisi bombaladılar. Milli iradeyi ortadan kaldırmak istediler. Biz yıkamazsınız, böldüremezsiniz dedik. Daha ilk andan bu bir kalkışmadır dedik. Cumhurbaşkanımız ilk andan itibaren ’ölümüne milletimle’ diyerek kahramanca bütün bunların karşısında durdu. Biz onların hayırlarına evet diyerek bugünlere geldik. Onların hayır söylemleri karşısında eğer korksaydık, çekinseydik tarih bizden hesap sorardı. Millet bizden hesap sorardı. İnanın Allah bizden hesap sorardı" diye konuştu.

"BİZ DİLDEN DEĞİL, GÖNÜLDEN ‘EVET’ İSTİYORUZ"

"Şuanda asla unutmayalım, sevgili kardeşlerim sevgili gençler bir an hatırımızdan çıkarmayalım. Bizim İstiklal Marşımızın ilk kelimesi nedir? Korkma" ifadesini kullanan Yıldırım, "‘Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak, o benimdir, o benim milletimindir ancak.’ Bizim siyasetimizde asla korkaklık yoktur. Millete hizmetkar olanlara korkaklık yakışmaz. Bizim siyasetimiz cesur siyasettir. Bizim siyasetimiz yenilik siyasetidir, değişim siyasetidir, heyecan tazeleme siyasetidir, bizim siyasetimiz reform siyasetidir. Onun için sevgili kardeşlerim, 16 Nisan’a kadar meydan meydan gençler 16 Nisan’a kadar meydan meydan, sokak sokak, kapı kapı dolaşarak ne diyeceğimizi biliyoruz değil mi? Değişim için? Bizde zorlama, tehdit yok, bizde korku yok ama korkutmak da yok. Bizde kutuplaşma, ayrıştırma yok. Biz dilden değil, gönülden ‘evet’ istiyoruz. Kalpten ‘evet’ istiyoruz. Bunu da tek tek, tane tane anlatarak akıllara olduğu kadar, kalplere de hitap ederek başaracağız. Biliyorsunuz ki milletimiz aklıyla, diliyle, mührüyle olduğu kadar kalbiyle de ‘evet’ diyecek. Sandığa gittiğinde her bir vatandaşımız tüm kalbimle ‘evet’ deyip mührü pusulaya basacak" açıklamasında bulundu.

"BAŞLANAN BU KUTLU YÜRÜYÜŞ 16 NİSAN’DA, AZİZ MİLLETİMİZİN ‘EVET’ OYLARIYLA TAMAMLANACAKTIR"

16 Nisan’da yapılacak halk oylaması için bugün ‘haydi Bismillah’ derken bazı konuların altını çizmek istediğini ifade eden Yıldırım, "Ortalıkta yalan yanlış bir sürü şey söyleniyor. Bir de vatandaşlarımız işin aslın öğrensin. Evet, bu anayasa değişikliğini biz MHP ile beraber yapıyoruz. Bir uzlaşmayla yapıyoruz. Peki bu anayasa değişikliği neden yapılıyor. Önce onu bir anlamak lazım. Vatandaşlarımızın bunu mutlaka bilmesi lazım. Aksi halde ortalıkta aslı astarı olmayan, bir sürü yalan yanlış dedikodu dolanıp duruyor. Yıl 2007 cumhurbaşkanı seçimi yapılacak Meclis’te AK Parti var, 354 tane de milletvekili var. Cumhurbaşkanı seçeceğiz, ana muhalefet partisi yeni bir icat çıkardı. 367 icadı. 367 milletvekili Meclise girmezse oylama yapılmaz, seçim başlamaz. Cumhuriyet tarihinden beri hiç uygulanmamış bir yeni usulle, icatla karşı karşıya kaldık. Oylamayı yaptık. Ana muhalefet partisi hemen bu oylamayı Anayasa Mahkemesine taşıdı ve AYM’de jet hızla görüşerek bunu iptal etti. Biz bir oylama daha yaptık. Yine 367’nin altında çıktı. İş kilitlenmiştir. Kriz artık zirveye ulaşmıştır. Meclisin yapacağı bir şey kalmadı. Kavga edecek halimiz yok, biz milletin vekilleriyiz. Karar aldık. İşi aslına götürmeliydik, millete götürmeliydik ve hemen topladık, sayın genel başkanımız ‘seçime gidiyoruz, millete dönüyoruz.’ Seçim kararı aldık. 22 Temmuz 2007’de seçim gerçekleşti ve millet bize bir önceki seçimde verdiğinin çok üzerinde yüzde 47 destek vererek bu yanlışı düzeltti. Tekrar toplandık. Bu sefer dedik ki, ‘artık bu rezillik kepazelik bitsin, bu krizi çözelim.’ Referandum kararı aldık. referandumun konusu ne? Cumhurbaşkanını halk doğrudan seçsin. Bunu da o günkü cumhurbaşkanı geri gönderdi veto etti. Biz ısrar ettik. Meclis’ten tekrar çıkardık, tekrar gönderdik. Bu sefer Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer imzaladı ama konuyu mahkemeye taşıdı. Mahkeme bizim kararımız doğrultusunda karar verdi. 21 Ekim 2007 tarihinde referandum gerçekleşti. Milletimiz yüzde 69 katılımla, bir çoğunlukla ‘cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesini’ onayladı. Her şey artık ondan sonra değişti Türkiye’de. Bugün halk oylamasına götürdüğümüz anayasa değişikliği 2007’de başlayan işin eksiklerinin tamamlanmasıdır. Esasında cumhurbaşkanlığı sistemi 2007’de önemli adımı atılmıştır. Bu değişiklikle cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini de anayasaya değiştirerek işlemiş oluyoruz. O gün Türkiye’nin bütün demokratik teamüllerini, milli iradenin kararlarını hiçe sayan tam bir kaos örneğini Türkiye’ye yaşatan ana muhalefet patisi CHP, sanki bu işin sorumlusu değilmiş gibi yine darbe anayasasının arkasına saklanarak ‘hayır’ diye var gücüyle bağırıp duruyordu. Ne yaparsanız yapın, Türkiye’nin demokratikleşmesi, aydınlık yarınlara ulaşması daima iktidar daima istikrara varması için asla başarılı olamayacaksınız. Başlanan bu kutlu yürüyüş 16 Nisan’da, aziz milletimizin ‘evet’ oylarıyla tamamlanacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

"SAYIN KILIÇDAROĞLU İSTİSMARI BIRAKIN, EĞER YAPMAYA ÇALIŞIRSANIZ ESKİ KAYITLARI GİRER YAPTIĞINIZ YANLIŞLARI BİR BİR ÖNÜNÜZE KOYARIZ"

Madde madde anayasa değişikliğiyle neler yapılacağını hatırlatmak istediğini kaydeden Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"18 madde. 1’inci maddede, anayasanın 9. maddesi ‘Yargı bağımsızdır’ diyor. Biz de diyoruz ki, yargı hem bağımsız olsun, hem de tarafsız olsun. Bağımsızın yanına tarafsız ibaresini de ekliyoruz. Peki bunun nesi yanlış? CHP buna niye karşı çıkıyor? CHP, yargının bağımsız ve tarafsız olmasını istemiyor mu? Milletimizin takdirine bırakıyorum. 2’inci madde, madde 75’te değişiklik yapıyor. Milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkıyor. 50 artış. Şimdi sayın anamuhalefet partisi bunu da istismar ediyor. Halbuki bunu söylerken CHP-DYP koalisyon hükümetinde anayasa değişikliğiyle milletvekili sayısını birden bire 450’den 550’ye çıkaranların kendileri olduğunu unutuyor. Efendim, yazıkmış günahmış israfmış. 100 arttırdınız, o zaman 100 milletvekili arttırdınız. Türkiye’nin nüfusu ne kadardı 59 milyon. Seçmen sayısı 29 milyon. Şimdi ne kadar nüfus 820 milyon yurtdışıyla beraber 59 milyon seçmenimiz var. Seçmen sayısı neredeyse iki katına çıkmış arttırdığımız 50. Bütün ülkelere göre seçmen sayısı başına düşen milletvekili adedi hala en az ülkeyiz. Onun için Sayın Kılıçdaroğlu istismarı bırakın, eğer yapmaya çalışırsanız eski kayıtları girer yaptığınız yanlışları bir bir önünüze koyarız. Üçüncü madde de mevcut anayasanın 76’ncı maddesini değiştiriyor. Milletvekili seçilme şartları. AK Parti iktidarı milletvekili olmayı 30 yaştan 25’e düşürdü. Şimdi de 18’e düşürüyoruz. Gençler hazır olun. Buna da karşı çıkıyorlar. ‘Ne lüzum var canım biz dururken, yaşını başını almış adamlar, hanımlar dururken gençlere ne oluyor, beklesinler. Oy verirken gençleri çağıracağız. Buyurun oy verin bizi seçin.’ ‘Ama bizde milletvekili istiyoruz’ dedikleri zaman ‘ne acelen var bekle.’ Seçen seçme yeterliliği olan mutlaka seçilir. Bu değişiklikle 7,5 milyon gencimize siyasete girmenin imkanı geliyor. Önleri açılıyor. 15 Temmuz’da ‘bu ülkenin gençleri memleket meseleleriyle ilgilenmez’ diyenler o gece göğsünü tanklara, toplara, mermilere, siper eden bu gençlerin ülkesine milletine bayrağına ne kadar sahip olduğunu bütün dünyaya gösterdiniz. Sizin bu yaptığınız karşısında bizim seçilme yaşını 18’e indirmemizin çok da büyük bir iş olmadığını buradan ifade etmek istiyorum."

(Enise Vural - Pelin Üzek / İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.