www.emsalhaber.com

"Para politikasındaki sıkı duruşumuzu koruyacağız"

EKONOMİ

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, "Mevcut politikalarımızı enflasyon üzerindeki riskleri dengelemeye yönelik sıkı bir duruş olarak tanımlamaktayız. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşumuzu koruyacağız" dedi.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, "Mevcut politikalarımızı enflasyon üzerindeki riskleri dengelemeye yönelik sıkı bir duruş olarak tanımlamaktayız. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşumuzu koruyacağız" dedi.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 85. Hesap Dönemi Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, küresel büyümenin 2016 yılındaki küresel finansal krizden bu yana sürdürdüğü zayıf seyrini koruduğunu belirterek, “Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin zayıf olduğu son 5 yıllık dönemde Türkiye ekonomisi iyi bir performans gösterdi. Yakın dönemde açıklanan göstergeler, 2017 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyette ılımlı bir seyir olabileceğine işaret ediyor. Bununla beraber, mal ihracatındaki güçlü artış eğiliminin devam edeceği, alınan tedbir ve teşviklerin yurt içi talebi destekleyeceği, belirsizlik algısında ve finansal koşulların sıkılığında iyileşme olacağı varsayımlarıyla yılın ikinci çeyreğinden itibaren iktisadi faaliyette kademeli bir toparlanma öngörüyoruz” diye konuştu.

“2017 Yılında Net İhracatın Büyümenin En Önemli Sürükleyicilerinden Biri Olmasını Bekliyoruz”

Öncü göstergelerin ihracatın ithalattan daha hızlı büyüdüğüne işaret ettiğini bildiren Çetinkaya, "Ayrıca, Türkiye’nin küresel ihracattaki pazar payı artış eğilimini koruyor. Bu çerçevede 2017 yılında net ihracatın büyümenin en önemli sürükleyicilerinden birisi olmasını bekliyoruz. 2017 yılında ihracattaki artışın ithalattan daha yüksek gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz" açıklamasında bulundu.

Çetinkaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki kademeli yükseliş ithalatı artırırken, iç talepteki ılımlı seyir ve reel kurdaki değer kaybı ters yönde etki yapıyor. Bu çerçevede, 2017 yılında cari işlemler açığının GSYİH’ye oranının 2016 yılı seviyesine yakın, yüzde 4’ün altında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz."

“Enflasyonun şubat ve mart aylarında çift haneye ulaşmasına yol açan temel unsurlar; işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkisi, 2016 yılındaki vergi artışları ve kur geçişkenliği olmuştur” diyen Çetinkaya, “Son dönemde birden fazla maliyet ve arz şokunun aynı anda ortaya çıkmasıyla enflasyonda hızlı bir yükseliş gözlendi. 2016 yılı Kasım ayından bu yana yıllık enflasyonda gözlenen 4,3 puanlık artışın 2,8 puanının enerji ve gıda kalemlerinden kaynaklanmış olması arz yönlü faktörlerin önemini gösteriyor” ifadelerini kullandı.

“ENFLASYON GÖRÜNÜMÜNDE BELİRGİN BİR İYİLEŞME SAĞLANANA KADAR PARA POLİTİKASINDAKİ SIKI DURUŞUMUZU KORUYACAĞIZ”

Merkez Bankası olarak 2016 yılında enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likitidesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici duruşlarını koruduklarını aktaran Çetinkaya, "Mevcut politikalarımızı enflasyon üzerindeki riskleri dengelemeye yönelik sıkı bir duruş olarak tanımlamaktayız. Para politikası kararları alınırken orta vadeli enflasyon görünümünü dikkate aldığımızı da hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu nedenle enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşumuzu koruyacağız" dedi.

"YAPISAL EKONOMİK ARAŞTIRMALAR BİRİMİNİ KURDUK”

Merkez Bankası bünyesinde yeniden yapılanmaya giderek Yapısal Ekonomik Araştırmalar birimini kurduklarını da söyleyen Çetinkaya, şunları kaydetti:

"Böylelikle, reel sektörle yakın iletişim halinde enflasyonla mücadelede yapısal alanlarda çözüm önerileri geliştirecek bir kurumsal kapasite oluşturmuş bulunuyoruz. Bu yeni birimimiz politika oluşturma sürecine destek sağlama çalışmaları ve yürüttüğü araştırmalara ilave olarak iki önemli konuda da faaliyette bulunuyor. Bunlardan ilki Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamındaki faaliyetlerden oluşuyor. Diğeri ise reel sektöre ilişkin bölgesel ve sektörel saha bilgisi derlenmesine ilişkin çalışmaları kapsıyor. Önümüzdeki dönemde gıda komitesinde sergilenen ortak kurumsal çabanın fiyat istikrarıyla ilişkili diğer yapısal alanlarda genişletilerek hayata geçirilmesi için gerekli adımların atılması planlanmaktadır."

Para politikasının fiyat istikrarını sağlama yönünde etkin şekilde kullanıldığını belirten Çetinkaya, “Önümüzdeki dönemde yapısal alanlarda atılacak adımların fiyat istikrarına kalıcı biçimde ulaşılmasına katkı sağlayacağı kanaatindeyiz” şeklinde konuştu.

HİSSEDARLARA SÖZ VERİLDİ

Öte yandan, genel kurulda hissedarlara da söz verildi. Hissedarlardan Ahmet Mirza, 86 yıl önce alınan 100 liralık hisse senedinin bir türlü değerinin artmadığı gibi değerinin 1 liraya indiğini anlattı. Mirza, paralarının değerinin neden düştüğünü ve 100 liralık yatırılmış olan hissenin oy hakkının olması gerektiğini belirterek, “Adımız ortak, oy hakkımız da olmalı. Burada öyle güzel karşılandık, bu bankanın tam sahibi olduğumu düşündüm ancak kağıt üzerinde baktığımızda aslında bir hiçim” diye konuştu.

Söz alan hissederlardan Adnan Bahar da bu yıl 39. kez genel kurula katıldığına dikkat çekti. Bahar, her sene genel kurulda hak aradığını, konuştuğunu kaydederek, bu yıl kayıtlı ortak sayılarının 4 bin 600 civarında olduğunu, yani aslında kanunen halka açık bir anonim şirket olduklarını ifade etti. Bahar, hisse senetlerinin borsada halka açılmasını, değerini bilmek istediklerini kaydederek, "25 bin lira sermayeli bir Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olur diyorsanız, bu ayıp. Bu size yakışıyor mu? Bu kadar ahın kimseye faydası yok. Bize gareziniz ne? Biz ne yaptık size? Suçumuz eğer Merkez Bankasına hissedar olmaksa alın bunları geriye. Ben kendime ait hisse senetlerinin tamamını hibe etmeye hazırım 1 kuruş almadan. 1 kuruş, bu dağıtılan hazineye giden parada hakkım varsa haram olsun" ifadelerini kullandı.

“TEMASLAR SONRASINDA NETİCELENDİRİLEBİLECEK BİR HUSUS”

Hissedarların konuşmaları üzerine Çetinkaya ise, bu konuların dönem dönem gündeme geldiğini, çözüm önerileri üzerinde çalışmalar yapıldığını, bu süreçte Merkez Bankası yönetimi olarak dile getirilen eleştiri ve talepleri siyasi iradeye ilettiklerini ve bu konuda yapılabilecek hukuki diğer adımlar konusunda talepleri bugüne kadar yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini aktardı.

Sermayenin artırılması konusunda nihai yetkinin Türkiye Cumhuriyeti hükümetinde olduğunu söyleyen Çetinkaya, "Bankamız ile Hazine Müsteşarlığı ve hükümet arasında gerçekleştirilecek temaslar sonrasında neticelendirilebilecek bir husus" açıklamasında bulundu.

Bankanın varlıklarının sorulması üzerine Çetinkaya, faaliyet raporunda detaylı bilgilerin yer aldığını belirterek, aktif varlıkların 530 milyar lira, öz kaynağın ise 18,4 milyar lira olduğunu bildirdi.

(Pelin Üzek - İbrahim Berat Yılmaz / İHA)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.